3G Enflasyonu düşürür, ekonomik krizi çözer, demokrasiyi geliştirir mi?
Bir süredir, herkes bana 3G soruyor. Aman allah sanırsınız ki, bu 3G öyle menem bir şeydir ki, hayatımızı kurtaracak. Ekonomik kriz atlatılacak, enflasyon daha da düşecek, demokrasi konusunda sorun kalmayacak. Arkadaşlar, sarın bir 3G de bana ordan.
Şaka bir yana, kısaca tanımlayalım; 3G aslında var olan bir şeyin biraz ilerisi. Yani yeni bir şey değil.
Bu G kelimesi, ingilizce “Generation” yani nesil kelimesinden geliyor. Mobil telefonlar 1980lerin başında askeri amaç için geliştirildiklerinde, analog bir yapıya sahiptiler. O dönemin telefonları 1G olarak adlandırılır. 2G ise cep telefonu sektörünün yaygınlaştığı dönemi gösteriyor. Bu dönemin cep telefonları dijital. Sesli aramanın yanısıra SMS bu dönemin ürünü. İleri dönemlerde (2.5G vs) bu pakete internet’te giriyor ama tabi ki dar bant internet (EDGE teknolojisi ile).
3G ise internetin geniş bant olması anlamına geliyor. Bunun arkasından gelecek olan ve halen geliştirilmekte olan 4G doğal olarak daha iyi olanakları getirecek. Peki bu G’ler neden geliştirilmeye çalışılıyor.
Bunun bir nedeni, kullanıcıların talepleri. Ama diğer tarafta telekom firmaların gelirlerini geliştirme ihtiyacı var.
Telekom firmaları son 20 yıldır sürekli gelir kaybına uğruyor. Yıllarca istedikleri gibi fiyatlar uygulayan dev telekom tekelleri, değişen teknolojilerin hayatımıza getirdiği olanakları, daha kıvrak sunabilen özel (alternatif) telekomculara karşı sürekli gelir kaybına uğruyorlar. Mobil alanda da aynı şey geçerli, firmalar artan rekabet ortamı, bilinçlenen tüketici ve gelişen teknolojinin getirdiği, bedava dahil daha ucuz sesli konuşma olanakları nedeniyle gitgide sıkışıyorlar. Sesli aramalarla elde ettikleri gelirlerin düşüşü ile varlık tehditi ile karşı karşıyalar.
İşte buna çözüm nedir? Veri taşımayla elde edecekleri gelir. Üstelik bu çeşit gelirin miktarı her gün artıyor. Çünkü kullanım alanları gelişiyor. Özellikle şirketler, mobil çalışma olanağı sağlayan yeni teknolojilerin gelişmesi sayesinde, iş yapış modelleri gelişiyor. Bu ise veri kullanımını arttırıyor. Dolayısıyla geliri.
İşte 3G’nin farkı bu.
3G=mobil genişbant. Yani internetin artık daha çok mobil olarak kullanımı. Bir anlamda ADSL’in sabit olmayanı diyebiliriz. Artık sadece Wifi bağlantısı olan yerlerden değil, aklımıza gelen her yerden ve gahyet hızlı bir internet kullanım olanağımız var.
Bununla ne yapılır derseniz? Mesela uzaktaki hasta, doktoruna hastalığını ya da filmlerini ya da tahlillerini gösterebilir. Eğitim alanında uzaktan erişimli uygulamalarda daha büyük olanak sağlıyor. Satış-stok gibi alanlarda uygulamalar mümkün. Yani 3G sadece “görüntülü görüşme” anlamına gelmiyor. Çok daha başka bir şey anlamına geliyor.
Örneğin, elinizdeki 3G telefon cihazını, belli bir barkod taşıyan bir maddenin üzerine tuttuğunuz zaman, o maddenin özelliklerini okuma olanağınız olabilecek.
Global krizi, enflasyonu ya da demokrasiyi geliştirecek olan tabi ki 3G değil, toplumumuzun strateji, politika, iş modeli geliştirme yeteneği olacak ama belki 3G sayesinde bunu daha hızlı yapma olanağımız neden olmasın.
(Bu yazının bir kısmı 2 Ağustos 2009 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)