Microsoft ve azmin dayanılmaz sonucu
2008 yılı Şubat ayında tüm dünya Microsoft’un Yahoo’ya yaptığı 44,6 milyar dolarlık teklifle çalkalandı. Bir tarafta ekonomik krizle boğuşmaya hazırlanan bir dünya diğer tarafta böyle bir teklif.
Microsoft iki haftalık yoğun bir görüşme trafiğine rağmen Yahoo’ya teklifini kabul ettiremedi. Aradan 1,5 yıla yakın bir süre geçti. Bu süre zarfında Microsoft, Yahoo ile görüşmeleri hiç kesmedi. Görüşmeler kısıtlı bir şekilde devam etti. Aslında bunun bilinçli yapılan bir hareket olduğunu şimdilerde fark ediyor insan.
Şöyle ki; Microsoft’un teklifine karşılık Yahoo 12 milyar dolar daha istemişti. Yani 56,6 milyar dolar. Fakat bu artışı Microsoft kabul etmemişti. Anlaşma olmamıştı.
Geçtiğimiz günlerde ise yaptıklarını duyurdukları bir işbirliği anlaşması, komplo teorilerine yatkın olan bizlerin kafasında çokça soru işaretine yol açtı. Microsoft ve Yahoo’nun yaptığı işbirliğinin ne olduğunu yabancı kaynaklardan araştırdığımızda karşımıza şunlar çıktı. Wall Street Journal’in haberine göre iki şirketin vardıkları anlaşmayla Yahoo, arama konusundaki hakim gücünü Microsoft’un duyurusunu yeni gerçekleştirdiği Bing’e aktaracak. Bing üzerinde yapılan aramalarda bulunan sonucun hemen yanına Microsoft’un AdCenter teknolojisiyle aramayla ilgili ilanlar yerleştirilecek. Bu bilgileri nasıl yorumlayalım diye düşünürken arama motoru konusunda haberler veren Search Engine Land’in editörü Danny Sullivan son noktayı koymuştu bile. Yapılan aramaların Microsoft altyapısı üzerinden gerçekleştirilmesinin şirketin eline çok ciddi bir koz verdiğini ifade eden Danny Sullivan, bu nedenle reklamları kimin sattığının önemli olmadığını belirtiyordu. Danny Sullivan bu anlaşmayla Yahoo’nun arama konusundaki iddiasından vazgeçtiği yorumunu yapıyordu.
Yaptığımız araştırmalarda ulaştığımız tüm uzman yorumlarında, Yahoo’nun, elde edilen gelirin yüzde 80’ine sahip olmasına karşın uzun vadede anlaşmanın Microsoft’un daha çok işine yarayacağı belirtiliyordu. Anlaşmanın, Bing kullanımını artıracağı ifade ediliyor, Yahoo ile birlikte arama pazarının yüzde 30’lar seviyesine ulaşabileceğini tahmin ediyorlardı. Söz konusu anlaşmanın düzenleyici kurumlar tarafından onaylanmasının problem olmayacağı da ayrıca belirtiliyordu. Gerçi bu anlaşmayı istemeyen Yahoo fanatikleri ise düzenleyici kurumlara bel bağlamış durumdalar. Yakında belli olur.
Şimdi işin komplo teorileri kısmına dönersek şöyle bir yorumda bulunabiliriz. Microsoft isteseydi 12 milyar dolar daha verirdi. Fakat vermek istemedi. Çünkü Yahoo’yu para vermeden almak istiyordu. Asıl amacı Yahoo’ya bir yol yapmaktı. İlk teklifle bir yol yapmış oldu. Sonrasında ise içten içe Yahoo’yu fethetti. Derken Bing’i bir anda parlak şekilde duyurarak arkasına aldığı rüzgarı da kullanarak Yahoo’yu bu anlaşmaya ikna etti. Microsoft’un asıl amacı en geç 2012’ye kadar hiç para vermeden Yahoo’yu komple almak. Bu gerçekleştiğinde bizim dudaklarımızdan iki kelime dökülecek: “İyi bilirdik.”
Microsoft çalışanları alınmasın bu yazdıklarıma. Fakat Microsoft’u yıllardır takip eden biri olarak ortaya böyle bir teori atıyorum. Dedik ya komplo teorisi. Bu teoriyi ispatlayacak olan tek şey ise zaman. 2012’ye kadar Yahoo diye bir marka kalmaz ise Yahoo CEO’su Carol Bartz internet tarihine Yahoo’nun Gorbaçov’u olarak geçecektir. Bizler ise çocuklarımıza “Evladım bir zamanlar Yahoo diye çok iyi bir arama motoru vardı” dediğimizde, onlar bize “Şimdi nerede?” diye soracaklar. Bizim cevabımız ise sadece üç kelime olacak: “O şimdi bir Melek.”
(Bu yazının bir kısmı 9 Ağustos 2009 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)