Kamu güvenliğini konuşmanın zamanı geldi
ABD’de 11 Eylül 2001 tarihinde yaşanan felaketteki en büyük sıkıntının yani işlerin sağlıklı ve hızlı ilerlemesini engelleyen şeyin, kurtarma fonksiyonunda çalışan kamu görevlileri haberleşmesindeki zorluklar ve aralarındaki koordinasyonsuzluk olduğu biliniyor. O günlerin teknolojisi ile zaten bazı şeyler yapılamıyordu.
Ülkemizde de bu sorunu 17 ağustos depreminde yaşadık. Hatırlayacaksınız, ertesi gün akşam saatlerine kadar hem sabit, hem de mobil haberleşmede büyük sorun yaşandı. Bunun bir tarafında depremle zarar gören cihazlar olmasına karşın, diğer tarafında haberleşme sistemlerinin altyapı eksiklikleri vardı.
Ama ABD bu sorunu 2012’de 8 milyar dolarlık yatırım yaptığı FirstNet altyapısı ile çözdü. 4G altyapı kullanan FirstNet’in en önemli özelliği, video, ses ve metin haberleşmesini aynı anda yapabilmesi. Yani bir binanın altında kalan kişi için bir yandan sağlık personeli ile haberleşmek ve hatta bulunduğu yeri video kanalıyla aktararak yardım almak olası.
Yıllardır gündemde olmasına ve bu konuda çeşitli çalışmalar yapılmış olmasına rağmen günümüz Türkiye’sinde bu birimlerinin tümünün ve tüm haberleşme ihtiyaçlarının karşılanabileceği bir Kamu Güvenliği ve Acil Durum haberleşme sistemi mevcut değildir.
Her bir kurum ihtiyacını, kurduğu ya da kurmaya çalıştığı kendi özel şebekesi üzerinden ve oldukça kısıtlı bir şekilde ve çoğu eski teknolojilerle karşılamaya çalışmaktadır.
Sürdürülebilir olmayan mevcut durum, hem ihtiyacın yeterince karşılanamamasına, hem kaynak israfına, hem de birbirinden ayrık olarak kurulan sistemler arasında bir uyum ve entegrasyon olmadığı için özellikle acil durumlarda birimlerin ortak müdahalesi gerektiğinde haberleşme zaafiyetine neden olmaktadır. Ülkemizde yeni yapılan 4G ihalesi bu anlamda bir fırsat sunmaktadır.
Kamu Güvenliği ve Acil Durum söz konusu olduğunda görev üstlenecek ve buna ilişkin haberleşme sistemlerinin kullanıcısı durumundaki kurum ve kuruluşlardan bazıları şunlardır;
• Kolluk kuvvetleri (Polis, Jandarma vb.)
• Afet ve Acil Durum yönetimi birimleri (AFAD vb.)
• Sağlık birimleri (Ambulans vb.)
• Yerel Yönetim birimleri (İtfaiye, doğalgaz, zabıta vb).
• Sivil Toplum Kuruluşları (Kızılay vb.)
• Görev-Sorumluluk alanları itibariyle sisteme ihtiyaç duyan çeşitli kurum ve kuruluşlar
Kamu Güvenliği ve Acil Durum söz konusu olduğunda ihtiyaç duyulacak altyapıların başında haberleşme altyapısı gelmektedir. “Kamu Güvenliği ve Acil Durum Haberleşme Platformu” olarak adlandırması önerilen ve yurt çapında konu ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlara hizmet vermek üzere kurulacak LMR & LTE temelli ortak bir hibrid şebeke ile Türkiye, hem kaybettiği yılları telafi edecek hem de dünyadaki bu yeni evrimi ilk yakalayan ülkelerden biri olacaktır.
Bunun başarılabilmesi için uzman önerileri ise şöyledir;
• Kamu Güvenliği ve Acil Durum konusunda görev ve sorumluluğu bulunan ve asli işi şebeke işletmeciliği olmayan hiçbir kurum ve kuruluş kendi özel haberleşme altyapısını oluşturmamalıdır,
• Bu kurum ve kuruluşlar asli alanlarına odaklanmalı, ayrı bir uzmanlık ve faaliyet alanı olan elektronik haberleşme altyapısı kurmak ve işletmek, bu konuda görevlendirilecek bir kamu kurumuna ya da yetkilendirilecek bir özel işletmeciye bırakılmalıdır,
• Türkiye çapında tek bir ortak şebeke olarak kurulacak Kamu Güvenliği ve Acil Durum Haberleşme Platformu, bu konuda faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşlara darbant (LMR) ve genişbant (LTE) temelli elektronik haberleşme hizmetlerini servis olarak sunmalıdır,
• En ekonomik çözüm için frekans olarak
– LMR için zaten belirlenmiş olan kırsalda 138-174 Mhz, şehirlerde 380-400 Mhz bantları,
– LTE için ise kırsal alanda 450-470 Mhz, şehirlerde 800 Mhz bandı (min 2X5 Mhz) kullanılmalıdır,
• Oluşturulacak altyapıda kullanılacak teknolojilerin seçiminde yabancı firmaların lobilerinin etkisinde kalınmadan ve bu lobicilerin dayattığı teknik parametrelerden ziyade, ağılıklı olarak ihtiyacın karşılanması, toplam sahip olma maliyeti, yerli tasarım ve üretim, teknik destek, güvenlik vb. dikkate alınarak karar verilmelidir.
Biz söyleyeceğimizi söyledik. Tarihe not düştük. Gerisi karar vericilerin. Umarım çok gecikmeden gereğini yaparlar.
(Bu yazının bir kısmı 27 Eylül 2015 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)