Mobil Dünya Kongresi 2016 neler getirecek?
Mobil iletişim sektörü yani bizlerin deyimiyle cep telefoncular için Avrupa’da iki önemli etkinlik yapılıyor. Berlin IFA Fuarı ve Barselona’daki Mobil Dünya Kongresi (Mobile World Congress – MWC). Dünya genelinden yaklaşık 4 bin gazetecinin akredite olduğu 22-25 Şubat 2016 tarihleri arasında Barselona’da (İspanya) yapılan Mobil Dünya Kongresini sizler için gittik gördük. Bilmeyenler için söyleyelim, Mobil Dünya Kongresi, fuar ve konferanslardan oluşan kendi alanında trend belirleyici bir etkinlik. Nitekim bizde, bu etkinliğin bizlere burada ne gösterdiğinden ziyade gelecekte hayatımıza nelerin gireceğini görmeye çalışan gözlerle baktık herşeye. Çıkardığımız sonuçlar yani trendler şöyle.
Mobil Dünya Kongresinin bize gösterdiği trendleri dört başlıkta topladık. Bunlar; 5G, Sanal gerçeklik, Giyilebilir teknolojiler ve Nesnelerin interneti.
Nesnelerin interneti ve akıllı telefon kullanımındaki artış, hızlı ve bant genişliği daha yüksek mobil iletişim hizmetini zorunlu kılıyor. Beşinci nesil diye adlandırdığımız nam-ı diğer 5G kablosuz ağ teknolojisi, bu alandaki ihtiyaca cevap verebilecek düzeyde görülüyor. Fakat 5G’nin de yumuşak karnı fiber kablo alt yapısı. Şayet ülkelerin ilgili kurum veya kuruluşları gerekli olan fiber kablo alt yapı yatırımını yapmazlarsa 5G’nin insanlara ulaştırılması şimdilik başka bir yolla çokta mümkün görünmüyor. Neden böyle derseniz cevabı çok basit. 5G’nin tam verimli çalışabilmesi için baz istasyonlarına fiber kablo çekilmesi gerekiyor. Aksi takdirde 5G sadece baz istasyonunun üzerinde kalır. 5G diyoruz ama diğer bir gerçekte 5G üzerinde halen çalışmalar devam ediyor. Hayatımıza 2020’den sonra girecek görünüyor. Ancak, başta Güney Kore olmak üzere bazı ülkelerin servis sağlayıcıları 5G altyapısı oluşturma konusunda büyük mesafe almış durumda.
Sanal gerçeklik ise hayatımıza sessiz sedasız girer diye bekliyorduk. Fakat, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in önceliğinin Samsung ve Facebook’un sanal gerçeklik üzerine yürüttükleri işbirliği olduğunu görünce yakında gürültüsü çıkacaktır sonucuna vardık. Zira Zuckerberg şöyle diyor: “Facebook’u sanal gerçeklik konusundaki en iyi video platformu haline getirmeyi istiyoruz.” Başka söze gerek var mı?
Giyilebilir mini bilgisayarların sayısı her geçen gün artıyor. Fiziksel aktiviteleri ölçen kol saatleri bu alanda başı çekiyor. Barselona’da bunların yanı sıra internet erişimi için telefon bağlantısına ihtiyaç duymayan akıllı saatleri de görmeye başladık. Akıllı saatlerin işlevleri giderek daha da çeşitleniyor. Akıllı saat üzerinden ödemelerinde çeşitli şekillerde yapılması mümkün.
Nesnelerin interneti artık her yerde ve hızla büyüyen bir alan. Evimizdeki mutfaktan park yerindeki otomobile artık internetin girmediği yer kalmadı. Çağımızın cihazları artık akıllı. Kendiliğinden iletişim kuruyor, veri topluyor, karar veriyor. Evlere dijital teknolojilerle çeki düzen veriliyor, kentlerin çehresi akıllı cihazlarla yeniden çiziliyor. Barselona’da bu alanda bir çok yenilik tanıtıldı.
Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz. Bu etkinlik başarılı bir etkinlik. Çünkü gerek sektör gerekse de medya yansımalarına bakıldığında bu açıkça görülüyor. Fakat ne kadar çabalasa da 100 bin ziyaretçi sayısını henüz yakalamış değil. Bu yıl yakalaması bekleniyordu. Fakat henüz bize ulaşmış bir bilgi yok.
Diğer yandan Madrid’lilerin Mobil Dünya Kongresini Madrid’e taşıma çabaları var. Her ne kadar bu tartışmaları şimdilik kendi içlerinde tutarak açıktan yapmasalar da önümüzdeki yıllarda bu konuda medyanın gündemine gelecek.
(Bu yazının bir kısmı 28 Şubat 2016 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)