Işık deyip geçmeyin
Uzmanlar, yaşamın kaynağının su olduğunu söylerler. Ben uzmanların söylediklerine inanırım. Dolayısıyla yaşamın kaynağını tartışmayacağım. Fakat yaşamın devamı için en önemli şeyi size açıklayacağım: Işık. Evet, yanlış duymadınız. Evrenin yüzde 85’inin karanlık olduğunu dikkate alırsak ışığın değerini daha iyi anlarız diye düşünüyorum. Işığın kaynağı ise Enerji. Yani olmazsa olmazımız.
İşimiz gereği bir çok ülke ve şehir gezen biri olarak çok da dikkat etmediğim bir konu idi ışıklandırma. Fakat geçtiğimiz günlerde katıldığım küçük bir toplantı ışıklandırma ve ışık hakkındaki tüm bakış açılarımı değiştirdi. Hani, kendini ararken, temelinde inanç sistemini reddeden fakat nedense bunu ustaca gizleyen, yeni nesil öğretilerin oltasına takılan, çaylak şaşkın ördek gibi resmen “Aydınlandım”.
Işık ve aydınlatma konusuyla dalga geçmiyorum. Gerçekten ışık konusu hakkında bir çok şey öğrendim. Artık akşamları bulunduğum şehirde gezerken yolların, mekanların ışıklandırmasına daha farklı bir gözle bakıyorum. Öğrendiğim en önemli şey ise aydınlatmada esas olan ışık kaynağının gücü değil, ışık ne kadar homojen dağılıyorsa o kadar başarılıdır.
Günümüzde aydınlatmanın artık başlı başına bir sanat olduğunu belirten Philips Aydınlatma Pazarlama Direktörü Özge Süzen, “İyi bir şehir aydınlatması projesinin, kentte yaşayanların yaşam kalitesini artırması ve kentin tamamında hem turizm hem de ekonomik gelişimi teşvik etmesi gerektiğini düşünüyoruz. 90’lı yıllardan bu yana dünya genelinde mimari yapı aydınlatması ve şehir güzelleştirme çalışmaları yapıyoruz. Bu kapsamda yüzlerce projeye imza attık. Philips olarak, yaptığımız araştırmalar da aydınlatmanın şehir güzelleştirme ve şehirlere kimlik katmadaki önemini vurguluyor. Diğer taraftan aydınlatma projeleri, şehrin güneş battıktan sonra da güvenli ve yaşanabilir olmasına katkı sağlıyor. Böylece 24 saat gerçek anlamda yaşanabilen şehirler oluşuyor” dedi.
En çok etkilendiğim aydınlatma tekniğini ise Kocatepe Camii’nde gördüm. Aydınlatma tasarımında ise farklı bir teknik kullanıldı. Kubbenin mimari açıdan aydınlatılması zor yüzeyi sebebiyle minarelere konumlandırılan, özel bir tasarıma sahip ve kamaşma yapmayan projektörler ile kubbenin üstünde homojen bir aydınlık sağlanmış. Ankara Kocatepe Camii aydınlatma projesinde ilk defa bu ölçekteki bir camii için akıllı beyaz teknolojisi (aynı armatür ile 2700 kelvin sıcak beyaz ila 6500 kelvin soğuk beyaz arasındaki farklı ışık renk sıcaklıklarını elde etmeye imkan sağlayan teknoloji). Projede 15 dakika arayla farklı beyaz tonları arasında değişen senaryolar oluşturulmuş.
Philips’in aydınlatmasını yaptığı bazı mekanları sizlerle paylaşmak istiyorum. O mekanlara akşamları bir de bu gözle bakın lütfen: Sinanpaşa Köprüsü (Adana); Yüksek Hızlı Tren, Gençlik Parkı, Kocatepe Camii, TOBB, Amfitiyatro, Anayasa Mahkemesi (Ankara); Saat Kulesi, Ulu Camii, Enerji Müzesi (Bursa); Çanakkale Şehitliği (Çanakkale); Tarihi Tunca Köprüsü (Edirne); Boğaziçi Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Kuleli Askeri Lisesi (İstanbul); Saat Kulesi, Asansör, Tarihi Hava Gazı Fabrikası, Kordon (İzmir); Abdülhamit Han Camii (Kahramanmaraş).
Dediğim gibi; bu mekanlara akşamları bir daha bakın.
(Bu yazının bir kısmı 5 Haziran 2016 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)