Kişisel Verilerin Korunmasında Yerli Çözümler
Cumhurbaşkanımızın tarafından dile getirildikten sonra herkesin gündemine giren “yerli ve milli” kavramlarının önemini gün geçtikçe kişi ve kurumların daha iyi anladığını görüyorum. Gündemimize ilk girdiğinde birçok yönetici çeşitli etkinliklerde kameralara yerli ve milli kelimelerini kullanarak mesajlarını verirken arka fonda yabancı markaların görünmesi ironik bir durum oluştursa da zaman geçtikçe bunların da aşılmaya başlandığını görüyoruz. Asıl sevindirici olan ise özellikle siber güvenlik konusunda yerli ve milli çözümlerin olmazsa olmazımız olduğunu tüm taraflar idrak etmeye başladılar.
Yerli ve milli söylemlerin temel oluşturduğu etkinliklerde şimdi ikinci safhaya geçilmeli diye düşünüyorum. Yani etkinlik sponsorlarının yerli markalardan seçilmesinin zamanı geldiğini görüyorum. İşte bunun ilk örneklerinden birisi 8 Mayıs 2018 Salı günü ülkemizin önde gelen üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’nde yine ülkemizin önde gelen siber güvenlik etkinliklerinden biri olan e-Safe tarafından yapıldı. 2016 yılında yürürlüğe giren 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında ortaya çıkan yenilikler ve kanun kapsamında hayata geçirilmesi gereken yerli çözümler; Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Siber Güvenlik Merkezi (BÜSİBER) ve e-Safe tarafından düzenlenen “e-Safe Boğaziçi Kişisel Verilerin Korunmasında Yerli Çözümler Zirvesi”nede akademi, kamu, kişisel veri güvenliği alanında çalışan üretici firmalar ve STK’lardan birçok uzman tarafından ele alındı. 450 kişinin katıldığı etkinlik yukarıda bahsettiğimiz gibi sadece yerli firmaların sponsorluğu ile yapıldı.
Kişisel Verileri Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir de, kişisel verilerin korunması konusunda 2016 yılında yürürlüğe giren kanun kapsamında kişisel verilere dair veri işlemelerin sınırlı, ölçülü ve amaca bağlı olması gerektiğinin altınızı çizdi. Vatandaşların kendilerinden kişisel verileri istendiğinde hesap sorabilecekleri bir yasal çerçeve olduğunu hatırlatan Bilir, “Vatandaşlarımızın kişisel veri konusunda farkındalığını artırmak gerekiyor. Bizim sloganımız ‘Farkında ol, güvende kal!’. Vatandaşa yönelik mülkiyet odaklı değil, özgürlük odaklı bir perspektif geliştirmek gerekiyor” diye konuştu.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Galip Zerey etkinlikte yaptığı açılış konuşmasında: “Bakanlık olarak siber güvenlik alanında yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Kişisel verilerin korunması konusunu ise çok önemsiyor ve bu alanda yapılan çalışmalara destek oluyoruz. Bu konular çok hassas konular. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.
Zirvede konuşan Savunma Sanayii Müsteşarlığı Siber Güvenlik ve Bilişim Sistemleri Grup Başkanı Mustafa Özçelik, siber güvenlik alanında insan kaynağı ve teknoloji üretme konusunda kat edilmesi gereken çok yol olduğuna dikkat çekti. Özçelik; akademi, kamu ve özel sektörle gerçekleştirdikleri çalıştaylarda iş birliği konusunda başarısızlık, sektörde insan kaynağı eksikliği, özel sektörün pazara erişimde yaşadığı sıkıntılar ve siber güvenlik alanında yerli ürünlerde sertifikasyon eksiği olmak üzere dört temel problem gördüklerini anlattı. Yerli ürünlerin sertifikasyon eksikliklerinden dolayı firmaların güvenilir olduklarını düşündükleri büyük markalara yöneldiklerine dikkat çekti. Türkiye’yi bir siber güvenlik markası haline getirmek istediklerini ifade eden Özçelik, özel sektör ve kamu iş birliğinin artırılması gerektiğinin altını çizdi ve bir Siber Güvenlik Akademisi projeleri olduğu bilgisini paylaştı.
Konuşmasında siber güvenlikte üniversite-kamu-sanayi çerçevesinde kurulacak iş birliğinin önemini vurgulayan BÜSİBER Yöneticisi Doç. Dr. Bilgin Metin, BÜSİBER’in sektöre yetişmiş insan kaynağı sağlamak, kamunun siber güvenliğine katkı sunmak ve siber güvenlikte yerli-milli çözümlerin desteklenmesi olmak üzere üç temel hedefi olduğunu belirtti.
Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Siber Güvenlik Merkezi (BÜSİBER) ve e-Safe tarafından düzenlenen “Kişisel Verilerin Korunmasında Yerli Çözümler Zirvesi”nde sektör yetkilileri ve uzmanlar; akademi-kamu-özel sektör iş birliğinin, yerli çözümlerin ve kalifiye insan gücünün artırılması gerektiği konusunda uzlaştı. Böyle etkinliklerin çoğalmasını temenni ediyoruz.
(Bu yazının bir kısmı 13 Mayıs 2018 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)