Rekabet Kurumu’nun Microsoft soruşturmasının yansımaları
Hafta içinde bilişim sektörünün gündemine aslında bir bomba düştü. Fakat nedense bu bombanın gürültüsü çok bir cılız oldu. Bomba şuydu Rekabet Kurumu, Microsoft’a soruşturma açmıştı. Ben ortalık karışır diye bekliyordum. Fakat nedense karışmadı.
Rekabet Kurumu’nun resmi açıklaması şöyle:
“Microsoft Bilgisayar Yazılım Hizmetleri Ltd. Şti. ile Microsoft Corporation ve Microsoft Ireland Operations Limited‘in, dağıtım kanallarına uygulanan baskı ve indirim sistemleri yolu ile Gelecek Bilişim ve İletişim A.Ş.’nin faaliyetlerini zorlaştırdığı iddiasını içeren şikayet başvurusu yeniden değerlendirildi.
Dosyada yer alan bilgi ve belgeleri 28.08.2012 tarihli toplantısında müzakere eden Kurul, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 40. maddesi uyarınca
Microsoft Bilgisayar Yazılım Hizmetleri Ltd. Şti.
Microsoft Corporation ve
Microsoft Ireland Operations Limited
hakkında soruşturma açılmasına karar verdi.
Bilindiği üzere 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesi, hâkim durumun kötüye kullanılmasını yasaklamaktadır. Soruşturma, yukarıda belirtilen şikayet başvurusu üzerine yapılan önaraştırma sonucunda verilen 27.05.2008 tarih, 08-35/465-165 sayılı Kurul kararının Danıştay 13. Dairesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle, 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesinin ihlal edilip edilmediğinin tespiti amacıyla başlatıldı.”
Bu Resmi açıklama medyaya iki şekilde yansıdı. Bir kısım yayın organı Anadolu Ajansı’nın geçtiği haberi kullandı. Geri kalanlar ise ki bunların medyadaki ağırlığı dikkate alındığında yüzde 50’den fazla olduğunu rahatça söyleyebilirim haberi şu şekilde yayınladı:
“Rekabet Kurulu, Microsoft Bilgisayar Yazılım ile Microsoft Corporation ve Microsoft Ireland Operations Limited’in, dağıtım kanallarına uygulanan baskı ve indirim sistemleri yolu ile Gelecek Bilişim’in faaliyetlerini zorlaştırdığı iddiası kapsamında soruşturma açılmasına karar verdi.
Kuruldan yapılan açıklamada, söz konusu soruşturmanın şirketlerin ceza alacağı anlamına gelmediği belirtildi.”
Hayır, haberi özetlemedim. Hepsi budur. Yorumu sizlere bırakıyorum.
Rekabet Kurumu’na da bir kaç soru sormak ve bir şeyler söylemek isterim. Bir konuda soruşturma açılıp açılmaması kararının verilmesi için gerekli olan ortalama süre nedir? Bu sürenin ortalaması kurumunuzda nedir? Hafızam beni yanıltmıyorsa bu konuyla ilgili ilk başvuru size 2005’te yapıldı. Önaraştırma sonucunda üç yıl sonra 2008’de soruşturmaya karar vermediniz. Akabinde sizin bu kararınız Danıştay tarafından iptal edildi ve size geri geldi. Sonrasında aradan dört yıl geçti. Şimdi soruşturma açmaya karar verdiniz. Nihai kararınız ne zaman çıkar bilmiyoruz. Fakat bu sürelere bakınca iki yıldan önce olmayacağı şeklinde bir tahminde bulunabiliriz. Yanlış anlamayın kararlarınızı sorgulama hadsizliği içinde değiliz. Tek merak ettiğimiz bu süreler. Bir insan ömrü içinde baktığımızda bu süreler çok uzun. 2005’den 2012’ye tam yedi yıl ediyor. Nihai kararınız için tahmin ettiğimiz süreyi de bunun üzerine eklediğimizde dokuz yıl ediyor. 70 yıllık insan ömründe bu sürenin ne kadara tekabül ettiğini söylememe gerek yok.
Sakın bana bizim öznemiz kişiler değil kurumlardır söylemiyle gelmeyin. Kurumları oluşturan ve biçimleyen kişilerdir. Asıl olan bireydir. Adalet mekanizması dediğimiz şey insanı ve insanın etkileşim içinde olduğu çevreyi ve toplumu odak almazsa, kurumların çıkarı için insanları öğüten bir mekanizma haline dönüşmez mi?
(Bu yazının bir kısmı 23 Eylül 2012 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)