Kaybedeceğini bile bile…
Bir arkadaş grubumuz ve her akşam standart bir toplanma yerimiz var. Fakat hepimiz her zaman orada olamıyoruz tabii ki. Bu akşamda beş arkadaş oturuyoruz. Arkadaşlardan biri ilginç bir aşk üçgeni içinde. Hepsi bekar, bir kadın, iki erkek durumu söz konusu. Erkeklerin ikisi de evlenmek istiyor. Bir çok bekar kadının evlenmek için dört gözle erkek aradığı şu dönemde böyle şanslı kadınlarda var. 🙂
Aşk üçgeni içindeki arkadaş, diğer aşık erkeğin durumunu anlatınca bizim patavatsız arkadaşlarımızdan biri şunu söyledi: “O adam her yönüyle seni katlıyor. Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun?” Bunu duyan aşık arkadaşın yüzü resmen darmadağın oldu. Çöktü. Karardı. Ezikten öte bir hale geldi. Tanımlayamıyorum. 🙁
Yakın geçmişimde bu tür bir duruma düşen bendenizin aklına Özdemir Asaf’ın şu cümleleri geldi: “Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi.. Öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an… Bozmadım.”
Hemen devreye girdim ve patavatsız arkadaşa “Öleceğini bile bile neden yaşıyorsun?” dedim. “Ama… Kaybedecek…” benzeri laflar edecek oldu susturdum. Bizim aşığa dönüp dedim ki: “Bak, gerçekten aşıksan sonuna kadar mücadele et. Fakat mücadelen illa ona sahip olmak için olmasın. Mücadelen ona olan aşkın için olsun. Çünkü aşk Allah’ın insanlara bahşettiği en kutsal duygudur. Aşk yeri geldiğinde bir vazgeçiştir. Onu gerçekten seviyorsan, zamanı geldiğinde onun gitmesine izin vermelisin. Olan şey her zaman hayırlıdır.”
Şükürler olsun şimdi toparladı kendini. Birazdan iftar yapacağız. Hayırlı Ramazanlar! 🙂