Ara elemana takoz koymak
Yıllardır bilişim sektörünün önemli sorunlarından birisi ARA ELEMAN konusu. Zaten 15 Temmuz 2010 tarihli Bakanlar Kurulu kararında “Ülkemizde işsizlik sorunu değil mesleksizlik sorunu olduğu, işgücünün istihdam edilebilirliğinin artırılması gerektiği “ ifade ediliyordu.
Ama bu konu sadece bilişim değil diğer sektörlerde de önemli bir sorun. Avrupa Birliğinin bu konuda yapmış olduğu çalışmalar ülkemize “MYK” yani Mesleki Yeterlilik Kurumu şeklinde yansıdı. Bu kurum, meslek standartlarını temel alarak, teknik ve meslekî alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirleyerek halen 30 dan fazla sektörde Ulusal Mesleki Yeterlilik Sistemini oluşturmaya çalışıyor. AB, üniversitelerde yer alan eğitimlerin yanısıra, bir sektörün ihtiyacını kendisinin daha iyi bileceğini düşünerek, çeşitli derneklerle çalışmalar yapıyor.
Bizi ilgilendiren tarafı ise, yazının girişinde de belirttiğim üzere bilişim ve telekom sektöründeki durum. TÜBİDER Bilişim Sektörü Derneği bu süreçte MYK tarafından Ulusal Meslek Standartları ve Yeterliliklerinin hazırlanması ve mesleki bir sınav ve belgelendirme merkezi kurulması konusunda yetkilendirilmiş ve AB fonları ile desteklenen bu projede , İTO ve diğer bilişim STK’ları ile işbirliği içinde Bilişim Sektörü ile ilgili 28 ulusal meslek standardı ve 14 ulusal yeterlilik hazırlayarak resmi gazetede yayınlanmasını sağlandı.
TÜBİDER İktisadi İşletmesi Mart 2013 sonu itibariyle Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) ve Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından sınav ve belgelendirme yapma konusunda akredite edilmiş ve resmi bir mesleki (VOC) sınav ve belgelendirme merkezi oldu. Şu anda Bilgisayar Donanım Elemanı ve Ağ Teknolojileri Elemanı meslek dallarındaki farklı seviyelerde sertifikasyon yapıyor. Bu sertifikalar halen 15,000 soruya sahip bir veri tabanı aracılığı her türlü teknolojik imkanlar kullanılarak güvenli bir ortamda yapılan IBT (Internet tabanlı Test) ve akabinde yapılan uygulama sınavı sonucunda veriliyor. 15 Nisan’da başlayan sınavlara 10 Mayıs tarihine kadar 200 kişi girmiş durumda.
Ulusal Mesleki Yeterlilik Sisteminin kurulmasındaki temel amaç eğitim ile iş yaşamının nitelik talepleri arasında işlevsel bir bağ kurmak. Bu sistem Türkiye’nin küresel ekonomide rekabet edebilmesi için ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünün yetiştirilmesini sağlayacak. İş dünyasının işgücüne yönelik mevcut ihtiyaçları ve geleceğe dönük eğilimleri, ulusal meslek standartları yoluyla eğitim sistemine yansıyacaktır. Yine eğitim dünyası da, amaçlarından birisi olan nitelikli iş gücünün yetiştirilmesini bu sistem sayesinde etkin ve esnek bir şekilde gerçekleştirecektir. Bu sistemin en güçlü yönlerinden birisi, hayat boyu öğrenme anlayışını kabul etmesidir.
Mesleki belgeye sahip kişi Avrupa Birliği ülkelerinde de denkliği belirlenecek bir belgeye sahip olacak ve hangi konularda yetkin olduğunu elindeki belge ile işverene kanıtlayabilecek.
İşveren işe alacağı kişiyi elindeki belgeye ve belgeye konu olan yetkinliklere bakarak daha kolay seçebilecek ve meslek belgesine sahip kişileri çalıştırması durumunda devletin sağladığı çeşitli teşviklerden yararlanabilecek. Örneğin devlet 6 aydır işsiz olan ve meslek belgesine sahip bir kişinin işe alınması durumunda SGK işveren payını 4 yıl süre ile işsizlik sigortası fonundan karşılanmaktadır.
Bilişim Sektörü global ölçekte hakettiği yere gelmek için en önemli sorunlarından biri olan nitelikli işgücü konusunun üstesinden gelebilecek.
Bu kadar güzel yönlerini anlattığımız bu konuda kaygısı olanlar da var. Bilgisayar Mühendisleri Odası geçtiğimiz günlerde konuyu mahkemeye taşıdı. Ama bu konuyu Tübider Başkanı Erkin Fındık’a sorduğumuzda şunları anlattı : “Dünyanın karmaşıklığı ve eğitimde çoklu disiplin yaklaşımı, günümüzde gençlerin başarılı olabilmek için daha fazlasını bilmeye ve daha fazlasını yapabilmeye olan ihtiyacını gösteriyor. Peki, gençlerin aldığı örgün eğitim, gençleri gerçekten ihtiyaç duydukları bu yetkinliklerle mi hazırlıyor? Mesleki bilgi, beceri ve yetkinlikler, gençlerin eğitim ve daha sonraki hayat boyu öğrenme süreçlerinde hangi stratejiler ile arttırılabilir? Sorun budur; ayrıca bilimsel olarak bir bireyin örgün eğitim boyunca aldığı bilgi beceri ve yetkinliklerin tüm hayatı boyunca aldıklarının %25-30’u olduğunu da biliyoruz. Mesleki Yeterlilik Belgesi herhangi bir mühendislik diploması yerine geçmediği gibi örgün ve yaygın eğitim ve öğretim kurumları diplomalarının hiçbiri de Mesleki Yeterlilik Belgesi yerine geçemez.
Türkiye’de yüzlerce Meslek Lisesi ve Meslek Yüksek Okulu bulunduğunu ve bu eğitim kurumlarından mezun olanların kolaylıkla iş bulamadıklarını görüyoruz. Bu durumun sebeplerinin başında iş arayanların sahip olduğu yetkinliklerin işverenlerin iş gücü profillerine uygun olmaması ve ne yazık ki meslek liselerinden mezun olanların çoğunun kendi alanında çalışmayı hedeflemiyor olması gelmektedir. Mesleki eğitim pahalı bir eğitimdir ve bu nedenle kaynaklarımızı ve insanlarımızı heba ettiğimizi, ekonomiye ciddi katma değer oluşturması gereken bilişim alanında bunu başaramadığımızı görüyoruz. Bu sebeple Tübider olarak tüm bilişim mesleklerinde tarafsız ve doğru bir ölçme ve değerlendirme sistemiyle çalışabilen, geçerliliği kanıtlanmış, kalite güvencesi sağlanmış adil bir Bilişim Sınav ve Belgelendirme Merkezi oluşturma çabası içerisindeyiz. İlgili kurum ve bireylerin de bu süreçlere gereken önemi göstermesiyle bu sistemin, bilişim alanında çok daha doğru bir eğitim sistemini de ortaya çıkaracağı inancındayız.”
Bilgisayar Mühendisleri Odasının neden boyle yaptığını anlayan varsa bize de anlatsın. Merak ediyoruz.
(Bu yazının bir kısmı 12 Mayıs 2013 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)