Yorum yapmak istemiyorum ama…
Daha geçen hafta YouTube’un adliye serencamesini yazmıştık. Tabiri caizse yazımızın mürekkebi kurumadı henüz. Bu hafta yeni bir vaka ile karşılaştık. Yalnız bu vakanın astarı pahalı. Nedenini ve nasılını yazıyı okudukça anlayacaksınız.
Benim zaman zaman ziyaret ettiğim www.alibaba.com isimli bir site var. Bu hafta sonu girmek istediğimde şöyle bir cümle ile karşılaştım: “T.C. İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2006/353 Esas No’lu kararı gereği bu siteye erişim engellenmiştir.” Dudaklarımdan “Nasıl yani?” cümlesinin döküldüğünü hatırlıyorum. Bu kadar şaşırmamın sebebi ise sitenin içeriğini ve misyonunu bilmemden kaynaklanıyor.
Şöyle anlatayım. Bu site 1999 yılında kurulmuş olan bir B2B (business to business) yani toptan ticaret sitesi. Merkezi Çin’de. Dört binden fazla çalışanı var. Geçtiğimiz Kasım ayında Hong Kong’da halka arz edildi. Piyasa değeri 26 milyar dolar civarında. 200 ülkede 27 milyondan fazla üyesi var. Diğer bir deyişle üyelerini elektronik ortamda buluşturarak alım satım işlemlerine aracılık ediyor.
Belli ki bir şikayet olmuş. Bunun üzerine Telekomünikasyon Kurumu tarafından kapatılmış. Bir düşünün. Bu siteye üye olmak 600 dolardan başlıyor. Ülkemizden üye olmak isteyenler ise yüzde 50 devlet desteği var. İhracatı Geliştirme Merkezi üyelik ücretinin yarısını ödüyor. Yani devlet, işadamlarının bu siteye üye olmasını teşvik ediyor.
Eminim ki iş bağlantılarını bu site üzerinden gerçekleştiren iş adamları şu an veryansın edip bir çözüm arıyorlardır. Fakat nasıl bir çözüm gerçekleşecek ve ne kadar zamanda olacak ben de merak ediyorum. Bu siteyi aktif olarak kullanıp ülkemizin hızla büyüyen ihracat rakamlarına kendi çapında katkı yapan iş adamlarının şu an yerinde olmak istemezdim.
Geçen haftaki yazımın son paragrafı aynen şöyleydi: “Kısacası, alırız adliyeden kararı ‘basarız düğmesine, kapatırız’ şeklinde çözülebilecek bir konu değil. Bunun hem bize bir faydası yok hem de YouTube üzerinden iş yapan, kendini tanıtan, ticaretini ve kişisel işlerini düzenleyen diğer Türk kullanıcılara da fazlasıyla zararı var. İnternetteki zararlı içerik meselesine düz mantıkla değil, biraz farklı ve teknolojik bakıp daha sağduyulu yaklaşmak gerekiyor.”
YouTube yerine Alibaba.com’u koyun bir daha okuyun. Çözüm önerilerimi merak ediyorsanız geçen haftaki yazımı bir daha okumanızı öneririm.
(Bu yazı 4 Mart 2008 tarihinde yayınlanmıştır.)
Olayın ticari boyutu kadar eğitim boyutu da var. Mesela, 10 yaşındaki bir çocuk youtube üzerinden güneş enerjisini nasıl kullanılabilirliği üzerinde video izleyip öğrenirken, ülkemizde bu durum hiçe sayılıyor.