Bilgi çağının karanlık başlangıcı
Yaklaşık son 10 yıldır “Bilgi Çağı” dedik durduk. Hatta iktisatçılar toplum gelişmişlik safhalarını tanımlarken “Bilgi Toplumu” kavramını dördüncü safhaya hemen oturtuverdiler. Fakültede toplumun gelişme safhalarını öğrenirken hocalarımız şöyle başalarlardı: “Arkadaşlar her şey tarım toplumunda başladı. Sonra “Sanayi Devrimi”nden sonra toplumların sanayi toplumu olması kavramı gündeme geldi. Bugünkü gelişmiş ülkelerde sanayinin payı GSMH’da %40 lara dayanırken tarımın payı % 5 lere kadar gerilemiştir. Sanayi toplumunun gelişimiyle beraber hizmet sektörü de gelişmeye başlamıştır. Her ne kadar kitaplarınızda yazmasa da hizmet sektörünün bir alt dalı şeklinde doğan computerlerin gelecekte yaygınlaşması ile “Bilgi Toplumu” denen bir toplumun doğacağını bazı iktisatçılar söylemektedirler.”
Peki hocam sizde iktisatçısınız siz ne düşünüyorsunuz? Şeklinde bir soruyu cesaret edip hocalarımıza hiç soramadık. Medeni cesaretimizin eksikliğinden değil. Biz 12 Eylül’ün hemen sonrasının üniversitelerinde okuduk. YÖK gibi bir baş belamız vardı. Gerçi hala var. En ufak bir şeyde asistanın şikayetinde bile okuldan atılabiliyorduk. Sonra öğrenciler arası siyasi ayrımcılık hala devam ediyor. Ülkücüler bir yere, Milli Görüşçüler bir yere, Solcular bir yere, kızlar bir yere, Sev-Genç tabir edilen bitaraf bizlerde bir yere oturuyorduk. Bu ayırım kafeteryalarda bile vardı.
Neyse asıl anlatmak istediklerim bunlar değil elektrik kesintileri. Ben resmi ağızlardan anlatılanlara inanmıyorum. Arkadaş delikanlı gibi çıkıp söyleyin. Biz hükümet olarak “Nükleer Enerji” istiyoruz. Fakat bazı çevreci gruplar bizim tekerimize çomak sokuyor. Üstümüzde baskı kuruyorlar. Ey halkımız bizde sizi bu kış günü soğukta bırakarak onlara “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” misali mesajlar veriyoruz.
Sevgili yöneticilerimiz bir problemi genel örneklerle anlatırsanız kimse üstüne alınmaz. Anlattığınız örneğin sonunda şöyle bir cümlede sarf etmeyi unutmayın: “Anladınız mı ey çevreci kardeşler”.
(Bu yazı 6 Aralık 1999 tarihinde yazılmış ve bir kısmı bu tarihi takip eden ilk Pazartesi günü dağıtılan Computerworld dergisinde Editörden köşesinde yayınlanmıştır.)