Yazılım pazarının büyüklüğü
Bilişim sektörünün olmazsa olmaz alt sektörü olan yazılım sektörü istikrarlı büyümesini sürdürüyor. İhracatı Geliştirme Etüd Merkezinin (İGEME) hazırladığı “Yazılım Sektörü” araştırması yatırımcılar için önemli ipuçları veriyor.
Türkiye yazılım pazarının 2005 yılındaki büyüklüğü 540 milyon dolar. Söz konusu rapor 2006 yılında bu pazarın yüzde 20 büyüyerek 650 milyon dolara ulaşacağını öngörüyor. Yazılım pazarının dış ticaret verileri ise 2005 yılı itibariyle 15 milyon 65 bin dolar ihracat, 89 milyon 751 bin dolar ithalat olarak gerçekleşti. Yazılım ihracatımızda ilk üç sırayı alan ülkeler; 2,2 milyon dolarla ABD, 2 milyon dolarla Almanya ve 1,7 milyon dolarla Irak. Yazılım ithalatımızda ise ilk sırayı 14,5 milyon dolarla İngiltere alırken onu 13 milyon dolarla Almanya ve 11,8 milyon dolarla ABD izliyor.
Ülkemizdeki rakamlar bunlar. Dünyaya baktığımızda ortay çıkan rakamlar bu pazarın potansiyelini açıkca ortaya koyuyor. Yazılım pazarı, 2,3 trilyon euroyu bulan bilişim pazarı içinde yüzde 20-25 aralığında bir büyüklüğü ifade ediyor. Nitekim 2007 yılı beklentisi 750 milyar doları zorlayacağı yönünde. Baş aktörler ise ABD, Almanya, İngiltere, Hindistan, İsrail, İrlanda ve İsveç.
Türkiye yazılım pazarının ilk bakışta hemen fark edilen potansiyel hedef pazarları Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile Orta Doğu da Irak, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail. Bu bölgelerdeki ülkelerin ekonomileri genelde petrol ağırlıklı olmak üzere enerjiye dayalı. Dolayısıyla ekonomileri sürekli büyüyor. Büyüyen ekonomide harcamalarda büyüyeceği için yazılım pazarı da bundan nasibini fazlasıyla alacaktır.
Yatırımcılara hemen belirtelim her sektörün olduğu gibi bu sektöründe kendine özgü problemleri var. En önemli problem ise yetişmiş eleman. Zaten az olan yetişmiş elemanların azımsanmayacak bir kısmı ülkemizdeki ücret politkaları ve bu alandaki ar-ge yetersizlikler sebebiyle yurt dışına göç ediyorlar. Yani tam anlamıyla beyin göçü. Bu da ülkemizdeki yazılım sektörünün gelişme hızını olumsuz etkiliyor.
Görünen şu ki;Ar-ge ve ücret problemi çözüldüğü takdirde bu sektörün problemlerinin oldukça büyük bir kısmı halledilmiş olacak. Gerisi ise rakamsal olarak zaten kendiliğinden gelecek. Tabii ki devlete de görev düşüyor. Devlet bacasız sanayi diye adlandırılan yazılım sektörünün yatırım sürecinin uzun fakat sonraki getirisinin yüksek olduğunu dikkate alan yatırım politikaları geliştirmelidir.
(Bu yazının bir kısmı 31 Aralık 2006 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)