Türk Telekom’da çalışma zamanı @UDHB @btkbasin @TurkTelekom

Türk Telekom, CEO’su Rami Aslan’ın Ağustos ayının son gününde görevden ayrılması ile yeni bir sürece girmişti. Bu sürece bir isim vermek gerekirse “belirsizlik” diyebiliriz. Sonrasında, Eylül ayının 26’sında CEO’luk görevine Paul Doany’nin atanmasıyla devam etmişti. Nihayet dün (12 Aralık 2016) KAP’a bildirilerek kamuoyuna açıklanan Genel Müdür Yardımcılığı (GMY) atamalarıyla “belirsizlik” dediğimiz süreç tamamlandı. Tarihe not düşmek adına dün itibariyle açıklanan Yöneticilerin (Yönetimde Söz Sahibi Olan Personel) listesini aşağıda görsel olarak paylaşıyorum.

Peki, herşey bitti mi? Tabii ki hayır. Bu sürecin uzaması sadece Paul Doany’yi yıpratmadı. Tüm Türk Telekom ailesi ve ilgisi olan herkes her şeyi yakından izledi. Bu süreç bir çok insanı çeşitli şekillerde ve oranlarda yıprattı. Peki, yeni yönetim kademesi Paul Doany’nin istediği yapıda ve istediği isimlerden mi oluşuyor? Bunun cevabını, yapıda “Evet”, isimlerde “Hayır” şeklinde verebiliriz. Detayına girmeyeceğim. Ortalığı bulandırmanın bir alemi yok. Herkese, kendilerini göstermeleri için fırsat verip takip edeceğiz.

İnternette okuduğum bir söz var: “Büyük insanlar, fikirleri ve projeleri konuşur. Normal insanlar, olaylara takılıp kalır. Küçük insanlarsa insanlarla uğraşır.” 2017 sonunda Türk Telekom’un yeni yöneticilerinin bir yılını değerlendirirken hareket noktalarımızdan birisi de yukarıdaki söz olacaktır. Şimdiden söyleyelim. 😉

Yeni yönetimin önünde çözülmeyi bekleyen onlarca problem var. Onlara ne yapacaklarını ben söyleyemem. Nihai karar onlarındır. Fakat sektöre yıllarını vermiş bir gazeteci olarak önerilerimi söylemezsem de ben kendimi huzurlu hissetmem. Kendilerine nacizane önerim şudur: “Bence telekom sektörünün en önemli problemi büyümemesidir. Sektör büyümüyor. Yeni ve katma değeri olan bir şeyler yapmak lazım.” Sektörün en önemli problemi olan “telekom sektörünün neden büyümediği” konusunu umarım, ilk sırada gündemlerine alırlar.  Bu şeylerin ne olduğunu tek başlarına çözebileceklerini sanmıyorum. Diğer operatörlerle hızlıca bir araya gelerek başta fiber alt yapı olmak üzere sektörü büyütecek “beyin fırtınası” toplantıları yapmaları lazım. Aksi takdirde, ne yaparlarsa yapsınlar hep bir şeyler aksayacaktır. Benden söylemesi. 🙂

Siz değerli okurlarımıza da izninizle bir şeyler söylemek istiyorum. Sizlerden gelen onlarca yorumdan, hakaret veya dava konusu olabilecekleri hem sizlerin, hem de benim başımın ağrımaması için yayınlamadım. Bazıların küçük müdahalelerde bulundum. 🙂 Beni anlayacağınıza inanıyorum. Bundan sonra da benden Türk Telekom konusunda sıcağı sıcağına yorum beklememenizi rica ediyorum. Yeni yöneticilerin tüm icraatlarını yakından takip edeceğim. Gerektiği zaman mutlaka yazacağım. Bir şeyi unutmamanızı rica ediyorum. Bu site aynı zamanda sizlerin. Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da her şeyi burada yazabilirsiniz. Yahut bana, [email protected] adresinden e-posta gönderebilirsiniz.

Şimdi hepimizin yapması gereken “Hayırlı olsun.” diyerek tabir-i caizse sahneyi yeni yöneticilere bırakmak. Ülkemizin en değerli markasında karar makamında olmanın sorumluluğu ile hareket edeceklerine inanıyorum. İşleri zor. Allah yardımlarını onlardan esirgemesin. Yanlış yaparlarsa da onları gücümüz nisbetinde uyarmak öncelikle bizlerin görevi.

Bu yeni dönemin Türk Telekom’a ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyor ve tüm yöneticilere başarılar diliyorum.

Not: Geçtiğimiz hafta sizlerden gelen sorulara yazı yazabilirim demiştim. Üzgünüm, yazamadım. Benim doğmamı sağlayan ve bununla da yetinmeyip o zamanın şartlarından dolayı beni emziren “Süt Annem” biz evlatlarını burada öksüz bırakıp “Sevgilisine” gitti. Durumum budur.