Akıl teri zamanı
Bizim kültürümüzde “alın terinin” önemi büyüktür. Fakat günümüzde zaman zaman Başbakanımız Binali Yıldırım’ında dediği gibi “akıl teri” de en az alın teri kadar önemli hale geldi. Akıl terinin iş hayatına yansımasını en bariz şekliyle yazılım sektöründe görebiliriz. Yazılım sektörü teknoloji tabanlı sektörler içinde her şeyin temelini oluşturuyor.
YASAD’ın (Yazılım Sanayicileri Derneği) bilgilerine göre Türkiye olarak şu anda yazılım sektöründe ihracatta daha yeni büyüyoruz ve 2016’da bir milyar dolar civarında bir ihracatımız var. Normal şartlarda sektörün minimum üç kat daha büyük olması gerekiyordu. Fakat ülke olarak son beş yıldır neler yaşadığımızı hepiniz biliyorsunuz. Milletçe tüm yaşadıklarımıza rağmen ben yazılım sektörünün geldiği bugünkü durumu bir başarı olarak görüyorum. Ülkemizin 2023 yılı yazılım ihracatında hedefi 10 milyar USD. Bunu gerçekleştirebilmek için sektörün ciddi çalışmalara ihtiyacı var. Türk yazılım firmalarına ve YASAD’a çok iş düşüyor. Biliyorum ki YASAD Başkanı Doğan Ufuk Güneş sektörün hedeflerini tutturabilmesi için çok yoğun çalışıyor.
Dünya yazılım geliştirme konusunu üç başlıkta inceliyor. Klasik yöntem kod yazma, low code (az kodla yazma) ve no code (kod yazmamak). Kod yazmadan yazılım yapmak yani no code beş yıl önce gündeme girdi ve dikkatleri üzerine çekti. Nasıl olacak diye bana sormayın. Biraz araştırın. Türkiye yazılım sektörüne baktığımızda da ağırlıklı olarak klasik yöntemle kod yazmaya devam ediyoruz. İlkokul öğrencilerine kod yazmayı öğretiyoruz. Büyük ihtimalle onlar sektöre girdiklerinde gündemleri sadece no code olacak. Gençlere kod yazmayı öğretmenin yanı sıra onları şimdiden no code ile tanıştırmalıyız. Dünya çapında önde gelen araştırma şirketleri, geleceği low cade ve no code üzerine adresliyor. Çünkü en başta ülkemizde de yaşadığımız yazılımcı ve yazılım geliştirme süresi sorunu tüm dünyadaki yazılım sektörünün ortak sorunu. 2018 yılında dünyada 500 bin yazılımcıya ihtiyaç olacak. Bu sorunun iyileştirilmesi için de gözler no code yazılım geliştirmede. Forrester analisti John Rymer’ın dediği gibi “Kendimizi yazılım geliştirme sürecine bağlarsak, başarısız olacağız. Çok yavaş, çok katı bir süreç. Yeterince hızlı hareket edemiyoruz.” Artık low code platformlarla, yani kod yazmadan ya da şirketinizde bir yazılımcı istihdam etmeden, uygulama geliştirilebilir. Bunun için donanım almanıza, yazılımcı ya da bilgisayar mühendisi çalıştırmanıza gerek yok.
“Kod yazmadan yazılım geliştirme platformları ülkemizde var mı?” Diye sorduğumuzda karşımıza EMS Yazılım tarafından geliştirilen “Octopod” çıkıyor. EMS Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Balo Octopod’u şöyle anlatıyor: “Biz beş yıldır no code diyoruz ve o yönde çalışıyoruz. Octopod da böyle bir platform. Octopod’un birebir aynısı yok. Ne Türkiye’de ne de dünyada. Bir Türk yazılım firmasının, Ar-Ge, inovasyon projesi. Şimdi kendi ekosistemini oluşturuyor. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 2,4 puanlık artış ile yüzde 19,8’e ulaşmış. Ülke hedeflerimizden biri de yılda 10 bin bilişimci yetiştirilmesi, 2023’e kadar yaklaşık 100 bin bilişimciye iş fırsatı yaratılması yönünde. Octopod’un ekosistemi, işsizlik sorunu için de büyük bir fırsat olacak. Bir bilgisayar mühendisliği öğrencisi, 9 saatlik ücretsiz sunduğumuz eğitimle Octopod ile yazılım geliştirebiliyor, Octopoder oluyor. Sadece öğretip bırakmak değil, iş imkanı sunmak da bu ekosistemin önemli bir parçası. O nedenle önümüzdeki hafta Octopodyum devreye girmiş olacak. Octopod Akademi’de eğitim alanlar, Octopod üzerinde yazılım geliştirecek ve Octopodyum üzerinde satışa sunacak. ‘Kolayca yap, hemen yükle, hızlıca kazan’ diyen bir proje olacak. Onlara müşterileri ile buluşacakları online bir platform sunmuş olacağız. Yıl bitmeden de Octopodya’lar devreye girmiş olacak. Octopoder’ların ücretsiz kullanacağı, tam teşkilatlı çalışma, ofis alanları. Ayrıca lise ve üniversitelerde de eğitimler veriyoruz. Bu gelişmeler bu yeni sistem bize heyecan veriyor”
Şenol Bey’in anlattıkları, ülkede güzel şeyler oluyor dedirten cinsten. Şenol Bey’in vurgu yaptığı işsizlik için çözümlerden biri olacak olması ise ayrı önemli bir detay.
(Bu yazının bir kısmı 10 Eylül 2017 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)