Alternatif (Türk) Telekom Operatörleri
Şehir içi telefon rekabeti bu yüzyılda gerçekleşir mi? Türk Telekom ile ATO (Alternatif Telekom Operatörleri) arasındaki anlaşmazlık hiç bitmeyecek gibi görünüyor. Tam her şey yoluna giriyor galiba dediğimiz anda ortalık bir anda toz duman oluyor. Ortalık karışınca devreye BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) giriyor. Fakat BTK da problemleri çözmeye çalışırken sık sık tarafsız davranmadığı eleştirilerine hedef oluyor. Son tartışma konumuz ise şehir içi telefon görüşmelerinin ATO işletmecilerine açılması ve kısıtlanan tarifeler.
Şehir içi telefon görüşmeleri 10 Mayıs’ta yasal olarak rekabete açılmıştı. Fakat sadece görünürde böyle olduğu, zaman içinde ortaya çıkınca, 2 Temmuz’da bir yönetmelik yayınlandı ve rekabet 10 Eylül’e ertelendi. BTK Kurul kararına göre, ATO işletmecilerine yeni açılacak il alan kodları üzerinden abone numarası tahsis edilmesi öngörülüyor. Yani, (212) İstanbul değil, (213) İstanbul gibi. Bu durumda Türk Telekom aboneleri şehir içi görüşmelerinde birbirlerini, alan kodu çevirmeden arayabiliyorken, bir özel işletmecinin abonesini araması durumunda alan kodunu da çevirmek zorunda kalacak. Üç tuş daha fazla tuşlamak demek bu. Alan kodu 212 olan İstanbul’da ATO işletmecilerinin abonelerine verecekleri numaralar 213 alan kodu ile başlayacak. Yani siz Millenicom, Tellcom, Koçnet vb. gibi bir özel şirketten evinize veya işyerinize telefon bağlatmak istediğinizde size verilecek numaralar bulunduğunuz yerin alan kodu ile değil bir yukarısı ile başlayacak (213 – İstanbul Avrupa, 217 – İstanbul Asya, 313 – Ankara vb.). Bu arada Türk Telekom aboneleri bildiğimiz alan kodlarını kullanmaya devam edecek.
Anlamadığımız konu ise şu; alan kodunun arkasındaki 7 haneli abone numaralarında 10 milyon abonelik kapasite mevcut. Örneğin Ankara’da yaklaşık bir milyon Türk Telekom abonesi olduğu düşünüldüğünde 312 alan kodunun arkasında 9 milyon kullanılmamış abone numarası bulunuyor. Bu Türk Telekom’a da diğer şirketlere de yeter de artar bile. İstanbul’u bahane etmeyin. Zaten tüm Türkiye’de 17,5 milyon civarında sabit hat abonesi var. Hadi bunun 10 milyonu İstanbul’da olsun. İstanbul 212 ve 216 gibi iki ayrı alan koduna zaten sahip. Nüfus dağılımının yüzde 60 Avrupa, yüzde 40 Anadolu şeklinde olduğunu varsaysak bile Avrupa tarafında 4 milyon civarında boş telefon hattı rakam bulunduğu sonucu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bu karar numara yetmemesine karşılık bir önlem olarak düşünülemez.
Diğer taraftan ikinci tartışma konusu ise kısıtlanan tarifeler. Bu konu da rekabetin önünde ciddi bir engel. Türkiye’de yaklaşık 17,5 milyon olan sabit telefon abonesinin yarısı HesaplıHatt ve YazlıkHatt abonesi; ancak, bu abonelere ATO işletmecileri hizmet veremiyor. Çünkü yasak. Bu yasaklamanın gerekçesini ben henüz öğrenemedim. Öğrendiğimde sizlerle paylaşacağım. Sizce de bu aboneler baştan mağdur edilmiyor mu? Buna ek olarak BTK’nın 21.05.2009 tarihli bir kararı var. Bu karar ile Standarthatt abonelerinin alternatif işletmeciler üzerinden gerek 10XY (1045, 1095 vb.) ile gerekse A Tipi şehiriçi görüşme yapması 1 Ocak 2010 tarihine kadar yasaklandı. Hesaplıhatt ve Standarthatt abonelerinin toplamının, toplam sabit abonelerin %96’sını oluşturduğunu dikkate aldığımızda, şehir içi görüşmelerinin ne kadarının rekabete açılmış olduğunu varın siz hesaplayın.
400 civarında firmaya lisans verilmesine rağmen sayıları 15’e düşen Alternatif Telekom Operatörlerinin ancak yarısı elle tutulur bir şeyler yapabiliyor. Gerisi maalesef heba oldu gitti. Kısacası, yazık değil mi bu kadar kaynağa?
Anlaşılan o ki bu tartışmalar yıl boyunca sürecek. Benim Alternatif Telekom Operatörlerine ironik bir tavsiyem var. Gelin vaz geçin Türk Telekom ile kavga etmekten. Adınızı Alternatif Türk Telekom Operatörleri şeklinde yeniden düzenleyin. Her şey yoluna girsin.
(Bu yazı 15 Temmuz 2009 tarihinde yayınlanmıştır.)