Apple’ın yeni oyuncağı: iPad
Çıkarttığı her yeni ürünle büyük sansasyon yaratan Apple şimdi de yeni oyuncağı iPad’i piyasaya sürdü. Yaklaşık bir senedir insanları merak içinde bırakan ürünün satışa çıkarıldığı ilk gün 300.000 adet satması bir tesadüf mü?
Bu patlamaların arkasında birçok şirketin CEO’sunu kıskandıracak ölçüde başarılı olan Steve Jobs yer alıyor. Çıkartmayı düşündükleri ürünlerle ilgili daha hiçbir şey yokken dedikodular bir sene öncesinde başlayarak reklama gereksinim duymadan insanların ilgisini çekmeyi başarıyor. Geçmişten günümüze Apple’ın çıkarttığı ürünlerin kalitesi de üstüne eklenince çıkış gününde böyle izdihamlar kaçınılmaz oluyor.
Apple’ın teknoloji eleştirmenleriyle ilişkileri teknoloji çevrelerinde çoğu zaman problem yaratsa da, bu ilişkiler sayesinde pazarlama stratejisinin önemli bir halkası başarıya ulaşmış oluyor. Ürünleri piyasaya çıkmadan birkaç gün önce, az sayıdaki eleştirme ürünlerini gönderen Apple, bu sayede bütün dünyanın ürünle ilgili objektif olduğu düşünülen bilgileri kendi seçtiği yazarlardan edinmesini sağlıyor. Tabi bu durumda ne kadar objektif olunabileceği tartışma konusu, zira bir dahaki ürün piyasaya çıkacağı zaman bu şanslı eleştirmen grubunun içinde olup olmayacakları büyük oranda yaptıkları olumlu ya da olumsuz eleştirilerle ilişkili oluyor. Diğer tablet üreticilerine bakıldığında sosyal medyanın imkânlarını yoğun bir şekilde kullandıkları görülürken, Apple marka ve algı yönetiminin sınırsız bir platform olan internette zor olduğunu düşündüğünden sosyal medyanın imkânlarına son birkaç yıla kadar hep mesafeli yaklaştı. Apple’ın Youtube’da bulunan sitesi bu duruma en güzel örneği teşkil ediyor. Yıllar süren engellemeden sonra sonunda Youtube’da kendi sitesini açan Apple izleyicilerin yorum yapmasına ise hala izin vermiyor.
Öte yandan Apple’ın şimdiye kadar çikardigi ürünlerde müşterilerini kalite açısından hayal kırıklığına uğratmamış olması ürünün başarısında büyük bir rol oynuyor. Firmanın iPhone ve iPod Touch ile edindiği tecrübe ve geliştirdiği teknoloji iPad’in rakipleri karşisında bir adım öne geçmesini sağlıyor. İşlemci hızı, mükemmele yakın olan dokunmatik ekranı, Apple’ın teknoloji dünyasıyla tanıştırdığı tek tuş teknolojisi, gelişmiş grafikleriyle yüksek çözünürlükte video görüntüleme imkânı Apple iPad’in önemli avantajları olarak göze çarparken, kamera ve usb girişi olmaması, flash uzantılı videoları oynatamaması, multitasking imkânının olmaması gibi dezavantajları yürütülen başarılı pazarlama stratejisi sayesinde şimdilik göz ardı edilmiş gibi görünüyor.
Peki, ürünler kaliteli, pazarlama stratejisi iyi yürütülmüş ancak fiyatlar da aynı oranda kullanıcı için uygun mu? Apple her zaman çıkarttığı ürünlerde muadil ürünlere göre en yüksek fiyatı uygulayan şirket. Hal böyleyken bu kadar çok satışın altında farklı nedenler çıkıyor. Örneğin Türkiye’de iPhone’un satışa çıkışı o kadar gecikti ki insanların merakı isteği gün geçtikçe arttı. Amerika’dan getirtebilenler neredeyse el üstünde tutulur hale geldi. Kendi reklamını kendi yaptı. Bu fırsatı en iyi değerlendirenler ise uygun zamanı kollayan Turkcell ve Vodafone oldu. iPhone pastasını onlar yedi. Diğer bir fiyat belirleme ölçütü olan teknolojinin bulunması ve uygulanması konusunda da Apple her zaman bir adım öne çıkıyor. Apple’ın 3 sene önce yaptığı çoklu dokunma özelliğini daha yeni yeni diğer markalar yapmaya başladı. Teknolojiyi elinde tutan, tekel olan fiyatı belirleme özgürlüğüne de sahip olur.
Konumuzdan sapmazsak yapılan –nispeten daha objektif- yorumlar ve eleştiriler iPad’in bekleneni veremediği yönünde ancak geçmişte üretilen tablet bilgisayarlara yeni bir boyut getirdiği de aşikâr. Yani Apple yine fiyatla istediği gibi oynama hakkını elde etti. Şimdi iPad Amerika’da yüz binlerce insanın çantasına girdi ancak Türkiye’de satışa sunulması ne kadar zaman alacak. Burada kilit rolü büyük teknoloji marketleri oynayacak. Kim hızlı davranırsa iPad’den yağacak nimetleri toplamaya başlayacak.
iPad iyi has da bakınca bunu kim taşıyacak diyor insan. O nedenle iPad’in satış stratejisini bayanlar üzerine kuracağını düşünüyorum. iPad ortalama bir bayan çantasının içine rahatlıkla sığacak boyutlara sahip. Kullanım açısından da bilgisayar rahatlığını verecek gibi de durmuyor. Hal böyleyken erkekler şunu düşünecek eğer yanımda ekstradan çanta taşıyacaksam neden minibook ve ya diz üstü bilgisayarımı almayıp onun yerine bu kadar parayı vereyim. Ancak şıklığa bayanların erkeklerden daha fazla önem verdiği kesin, ağırlık konusunda da bayanlar için kullanışlı ekstradan çantaya da gerek yok o zaman iPad bayanların en sevdiği ürün halini alacak gibi duruyor.
(Bu yazının bir kısmı 11 Nisan 2010 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)