Artık, ayıp ediyorsun Google
Bizler her türlü yasağın karşısında durduk. Hala da durmaya devam ediyoruz. Diyalog yoluyla her türlü problemin çözüleceğine inanıyoruz.
Nitekim Google’ın sahibi olduğu YouTube’un yasaklanması ile ilgili olarak da en başından tavrımızı koyduk. Bir tek sayfa için tüm sitenin yasaklanmasının adil olmadığını söyledik. Doğrusunun ne olduğunu da uzun uzun anlattık. Fakat geçen zaman içinde gördük ki YouTube yasağının halen devam etmesindeki tek suçlu ülkemizin resmi kurumları değil. Yasağın şu an halen devam etmesinde YouTube yetkililerininde ciddi hataları var.
Google, YouTube’u aldığından beri ülkemizdekine benzer problemleri neredeyse tüm dünya ülkeleri ile yaşıyor. Küresel bir şirket olmanın getirdiği zorluklar bunlar. Hani bizde bir söz vardır: “Hamama giren terler” diye. Neticede tüm dünyayı pazarınız olarak görüyorsanız ticaretinizi yaptığınız her ülkenin kendine özgü ticari kurallarına, farklı hassasiyetlerine saygı gösterecek ve uyacaksınız.
Google’ın YouTube yüzünden problem yaşadığı ülkelerin başında Brezilya geliyor. Sonrasında ise ABD, Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya başta olmak üzere neredeyse tüm ülkeler sıralanıyor. Google genel olarak ülkelerin bu taleplerini karşılama konusunda ticari bir bakış açısı sergiliyor. YouTube yüzünden problem yaşadığı ülkede ticareti büyükse hemen o ülkeye özel yerel bir YouTube versiyonu kuruyor. Çıkarılmasını istediği içerikleri de bu yerel versiyondan çıkarıyor. Problemi de böylece çözmüş oluyor. Türkiye ise çıkarılmasını istediği içeriğin sadece yerel versiyondan değil tüm dünyadaki versiyonlardan kaldırılmasını istiyor. İşte her şey bu noktada kilitleniyor.
Google yetkilileri de bu sorunu yeterince önemsemiyorlar. Çünkü yasaklama kararı yüzünden mağduru oynadıkları için insanların onları masum gördüğünü düşünüyorlar. Fakat yanılıyorlar. Çünkü toplumumuzda git gide Google’ın bu problemi çözmek için yeterince çaba göstermediği konusunda bir düşünce oluşmaya başladı. Bu düşünce gittikçe de kuvvetleniyor.
Kendimden örnek vereyim. Ben birkaç sayfa içerik yüzünden tüm YouTube’un kapatılmasına karşı olmama rağmen Google’ın ülkemiz hakkındaki samimiyetinden şüphe etmeye başladım. YouTube’u yasak olmasına rağmen farklı yollarla kullanabilmeme rağmen ülkemiz konusundaki samimiyetsizliğini görünce kullanmama kararı aldım. Yokluğunu hissetmiyorum. Çünkü bir çok benzer site zaten var. Böyle kişisel bir karar aldım ve uyguluyorum.
Asıl merak ettiğim noktalardan biri de Google Türkiye ofisinde çalışan Türkler. Bu konularda neler yapıyorlar? Google’ın merkezine nasıl raporlar veriyor? Her şeyden önemlisi de (buna inanmak bile istemiyorum) “Para veren el üstündür” mantığıyla mı hareket ediyorlar. Bu konular artık milli bir meseleye dönüşmeye başladı bunu görmüyorlar mı? Şu ana kadar yaşananları (vergi cezaları ve yasaklamaları) hükümet ile olan meseleler olarak görüyorlarsa yanılıyorlar. Çünkü ülkemizde hükümet meseleleri ile devlet meseleleri arasında ince bir çizgi vardır. Hükümet meselesinin bir anda devlet meselesi olması mümkündür. Şayet bir problem devlet meselesi olursa bu milletin meselesi haline gelir ki ondan sonrasının önüne kimse geçemez. İnsanımızın milli konularda nasıl duyarlı olduğunu ve ne kadar şiddetli tepkiler verebildiğini anlatmama gerek yok. Tüm bunları Türkiye ofisinde çalışanların bir de bu pencereden değerlendirip kendi merkezlerine ona göre raporlar göndermeleri faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
Rahmeti İsmet İnönü’nün ikinci dünya savaşında söylediği “Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye’de bu dünyadaki yerini alır” sözü hala geçerliliğini koruyor. Gerekirse yeni bir siber (sanal) dünya kurulur ve Türkiye’de bu dünyadaki yerini alır.
(Bu yazının bir kısmı 4 Temmuz 2010 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)