Bilişim telekom STK’larının ilgili bakanlıklardan istekleri
Geçtiğimiz hafta değindiğimiz Diyalog toplantısının satır aralarına devam ediyoruz. Siz de görceksiniz ki bu satır araları bir hayli dolu. 19 Bilişim ve Telekom Sivil Toplum Örgütünün (STK), Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binal Yıldırım ile gerçekleştirdiği ve 100 kişinin katıldığı “Diyalog Toplantısı” sırasında bakanlıkla STK yetkilileri arasında karşılıklı bir görüşme yapıldı. Bu görüşmede derneklerin ilettiği sorunları kısaca özetlemeye çalışacağız.
Sorunlar ve dolayısıyla da talepler 10 ana başlıktan oluşuyordu. Bunlar şöyleydi:
1.AR-GE Talepleri
2.Offset anlaşmaları
3.Kamu ihalelerinde yerli ürün ve hizmetlere pozitif ayrımcılık
4.Eleman konusu
5.Sektörün envanter
6.Telekomünikasyoncuların talepleri
7.Katma değerli servislerin önündeki engellerin kaldırılması
8.Elektronik atık konusu
9.Bulut Bilişim ve Veri Güvenliği konusunda düzenleme gerekli
10.Bakanlıklar arasındaki koordinasyon
Bu taleplerin tabii ki en az bir bu kadar da alt başlıkları oluştu. Hepsine detaylı bir şekilde maalesef değinemeyeceğiz. Fakat bizim altını çizmek istediğimiz bir kaç tane ana başlık var. Bunlardan ilki AR-GE talepleri ile ilgili. Bu konu tartışılırken yazılım sektörü için “Yerinde AR-GE Eleman” zorunluluğu 50 araştırmacıdan 5’e indirilmeli şeklinde STK’lardan Bakana talep geldi. Bu talep konuyu sulandırmaktan başka bir şey değildi bizce. Tamam 50 yüksek, kabul ediyorum. Fakat elinizi vicdanınıza koyun 5 nedir? Bence bu konuda daha orta bir rakamda anlaşılmalı. Şayet bakanlık tarafı 5 rakamını kabul ederse bu konunun nasıl istismar edileceğini benim anlatmama gerek var mı?
Yine AR-GE Talepleri başlığı altında konuşulan alt konulardan biri de “İnternet Kafeler” idi. Son yıllarda her nedense internet kafeler ülkemizde günah keçisi haline getirildi. Oysa orada ciddi bir ekonomi var ve bir boşluğu dolduruyorlar. Türkiye’de her türlü zorluğa rağmen 25.000 üzerinde internet kafenin bulunduğu ve buralara giden milyonlar seviyesindeki insan dikkate alındığında, bu kafelerin daha sağlıklı ortamlar haline dönüştürülmesi ile ilgili projeler üretilmeli ve internet kafeler günah keçisi olarak görülmekten vaz geçilmeli.
Altını çizmek istediğimiz diğer bir konu Offset anlaşmaları hakkındaydı. Dünyada eskiden beri yapılan “Offset” anlaşmaları, bir pazara, bir şirkete ya da kamuya mal satmak isteyen firmalara, satmak istediği proje-hizmet ile ilgili olarak yapılacak çalışmaların bir kısmını o pazardaki kaynaklarla sağlaması ve bu yolla kazandığı parayı aynı pazara bırakması anlamına geliyor. 3G ihalesinde konulan, lisans alacak operatöre 500 mühendisli ARGE merkezi kurma zorunluluğu ve altyapı yatırımında kullanacağı cihaz ve bu cihazların kurulması için yapılacak hizmetlerin yüzde 40’ını yerli KOBİ firmalardan alma zorunluluğu bu tür bir çalışmaydı. Benzer bir şekilde, AB’nin HP, Nokia gibi firmalara geçtiğimiz haftalarda koyduğu “700.000 yeni iş yaratma” anlaşması da aynı kapsamda bir gelişmedir. Bilişim-telekom STK’ları da bu tür anlaşmaların çok daha fazla arttırılması gerektiği düşüncesinde. Biz de bu düşünceye sonuna kadar katılıyoruz. Fakat konuyu sadece donanım ve eleman tarafıyla görmeyip için yazılım ve internette eklenmeli. İnternet yayıncılığının sınır tanımaması nedeniyle, zaman zaman büyük para gücü olan yabancı firmaların üstünlüğü yüzünden yerel yayıncılar istedikleri yere gelemeyebiliyor. Bunun önlenmesi gerekir. Google’ın Fransa’da yaptığı gibi, Türkiye’den kazandıklarının bir kısmını yerel yayıncılarla paylaşmasının yolu açılmalıdır.
Diyalog toplantılarının ilki bizce çok başarılı oldu. Şimdi bu toplantıların arkasının gelmesi gerekiyor. Yani belli periyotlarla tekrarlanması ve kurumsallaşması lazım. Şayet bunu başarabilirse toplantıda konuşulan alt başlıklardan biri olan “Bilişim-Telekom Strateji Geliştirme Platformu kurulması” konusu kendiliğinden gerçekleşecektir.
(Bu yazının bir kısmı 3 Mart 2013 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)