Bu fırsat heba edilmesin
İki yıldır konuşulan Fatih Projesinin ülkemizin geleceği için çok büyük bir fırsat olduğunu söylememe gerek yok. Bu projenin en büyük yatırım kalemi olan tablet ihalesi iki seferlik ertelemenin ardından 24 Haziran 2013 tarihinde yapılacak. İşin bu safhaya gelmesi sevindirici.
İşin üzücü tarafı ise bu yılın başından beri aldığımız bazı duyumların yavaş yavaş gerçek olduğunu görmeye başlamamız oldu. Bu tür ihalelerde çeşitli dedikodular çıkar. Bu dedikoduları gerçekte kimin çıkardığı hiç bilinmez. Kah doğrudur, kah yanlıştır. Maksat bir şeyleri manipüle etmek olabileceği gibi tamamen safiyene ve gerçek düşüncelerin eseri de olabilir. İşte biz gazeteciler düşen görev burada başlar. Bize gelen bir bilginin doğruluğunu araştırmak ve manipülasyonlara kapılmamamız gerekir. Dolayısıyla da bu düşüncelerle tablet ihalesi ile ilgili gelen olumlu veya olumsuz her bilgiye hep mesafeli yaklaştım. Ne yalan söyleyeyim çokta bulaşmak istemedim. Fakat araştırmadan da duramadım. Nitekim geldiğim noktada düşüncelerimi paylaşmak şart oldu.
Hükümetin, ülkemizin geleceği için böyle bir projeye imza atmasını takdirle karşılıyorum. Bu projenin ülkemiz geleceğine nasıl bir ivme kazandıracağını da söylememe gerek yok. Bu proje konusunda fikir babalarından gerçekleşmesi için gereeken siyasi iradeyi gösteren hükümete kadar emeği geçen herkese gelecek nesillerimiz ve kendi adıma teşekkür ediyorum. Fakat gelinen noktaya bakıldığında bu büyük ve güzel projenin tablet ihalesi yüzünden kelimenin tam anlamıyla hüsrana dönüşmesi söz konusu.
Şöyle anlatalım 10 milyon 600 bin tabletin ihalesi tek kalemde yapılacak. Bu tabletler önümüzdeki üç yılda dağıtılacak. Burada insanın aklına bir sürü şey geliyor. Üç yıl sonra dağıtılacak tabletin teknolojisini bugünden nasıl garanti altına alıyorsunuz. Hadi diyelim ki çeşitli benchmark’lar ve yıl bazında belli oranlarda güncellemelerle bunu yaptınız. Doğru mu?
Diğer taraftan yazılım konusu ayrı bir hüsran. Tüm dünyada bilinen tablet yazılımları iOS, Win8 Mobile, Blackberry OS ve Android’dir. Android isteniyor. Neden? Google ile her konuda problemi olan bir ülke olarak gelecek nesillerimizi nedeen Google’ın kölesi haline getriyoruz? Bu proje iki yıldır gündem de. Bu sürede adam gibi bir OS yaılım çıkarmaz mıydık? 10 milyondan fazla cihazdan bahsediyoruz. Bu işletim sistemlerinin yanına yerli bir işletim sistemi koyamaz mıydık? Bu konuda Fatih projesinde bu işin detaylarını gerçekleştirenleri asla affetmeyeceğim.
Bu ihaleyle ilgili olarak aldığım en acı bilgi ise ihaleye giren bazı firmaların tabletlerinin incelenmesi konusunda takındığı tavır. Şöyle ki, bu ihaleye girecek firmaların ürünleri MEB’in talebi üzerine TUBİTAK tarafından incelenmek üzere talep ediliyor. Bazı firmalar ihalede vereceklerini söyledikleri tableti TÜBİTAK’a incelemesi için vermek yerine o ürünün konfigürasyonunun yazılı olduğu ve datasheet olarak adlandırlan veri tablosunu veriyor. Bu tek kelime ile haddini aşmaktır. Hadi onlar böyle bir cürette bulunuyorlar. TUBİTAK’a ne demeli? Verilen kağıdı inceleyip onun üzerinden olumlu rapor veriyorlar. Biz raporumuzda verilen belgeler üzerinden incelememizi yaptık ve bunu da bu şekilde yaptığımız raporumuzda belirttik demeniz sizi kendi vicdanınızda aklayabilir. Peki kamuoyu vicdanında nasıl aklanacaksınız? Böyle büyük bir ihale bu kadar ucuz hareketlere kurban gitmemeli.
Diğer taraftan pilot proje kapsamında alınan bir çok üründe ciddi oranda arıza çıktığı söylentileri de ayyuka çıktığı iddia ediliyor. Durum böyleyse arızalı çıkan ürünlerin üreticileri de bu ihaleye nasıl giriyor? Bu nasıl mantıktır. Madem böyle olacaktı pilot proje hiç yapmasaydınız daha iyi olurdu.
Bu ihalenin büyüklüğü hakkında şöyle bir bilgi vereyim. Tabletlerin ortalama fiyatını 300 TL bile desek ki olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu ihalenin toplam değeri minimum 3 milyar TL. Gerçekte bu işin 7 milyar TL civarına gerçekleşmesi bekleniyor. Bu kadar büyük bir rakam tek bir firmaya verilmeli midir?
Son olarak şunu söyleyebilirim. Bu ihale iki sefer ertelendiğine göre yukarıda bahsettiğimiz duyum ve kaygılarımız bazı yetkililer tarafından da hissediliyor demek ki. Şayet kaygılar tam olarak giderilmeden bu ihale yapılırsa, geçmişteki çalışmalarına baktığımızda bu ihaleye ilerleyen zaman içinde Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun müdahil olacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok düşüncesindeyiz.
(Bu yazının bir kısmı 2 Haziran 2013 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)