Carrefour’da eM eS eN kalmamış
Kaldığımız yerden devam edeceğiz. Fakat bu yazıyı ilk defa okuyacaklara söyleyelim. Bu yazıdan önce “Carrefour’a git bana 3 tane eM eS eN al” başlıklı yazımızı mutlaka okusunlar. Söz konusu yazıyı okumuş olanları ise alt paragrafa alalım.
Yaklaşık 15 dakika kadar güldüm. Hem gözlerimden yaşlar boşandı. Hem karın ve çene kaslarım o günden sonra uzun süre ağrıdı. Kalkmayı düşünmeme rağmen merakımdan şoförün dönüşünü beklemeye başladım. Bu arada tabii arkadaşın zamparalık maceralarını mecburen dinledik.
Yaklaşık 45 dakika sonra şoför geldi. Şoförü gören bizimki heyecanla yerinden kalktı. Fakat şoförün mahcup yüz ifadesi her şeyi söylüyordu. Yarı mahcup yarı korkak bir yüz ifadesiyle: “Efendim Carrefour’da eM eS eN kalmamış!..” dedi. Bu cevap üzerine ben yeni bir gülme krizine girmemek için kendimi zor tutarken, işadamı arkadaşım: “Başka yerlere de baksaydın… Git şimdi… Bulmadan gelme…” dedi. Bunları söylerken ses tonu bir hayli sertleşmişti. Şoför titrek bir sesle “Peki efendim…” diyerek çıkmak için hareketlenmişti ki araya girme gereği hissettim. Çünkü bu gidişatın sonu pek hayırlı olmayacak gibi bir düşünce oluştu bende. Arkadaşıma “Hiç boşuna gönderme. Hiçbir yerde bulamaz.” dedim. Şoföre dönerek “Tamam, sen çık diğer işlerini yap. Ben ….. beye konuyu anlatacağım.” dedim ve onu odadan çıkardım.
Bizimkini aldım karşıma MSN’in ne olduğunu anlattım. Ben anlattıkça yüzü şekilden şekile girdi. Konuşmam bitince hemen telefona sarıldı ve dahili bir numarayı tuşladı. Çıkan kişiye “….. bey acilen benim masaya en iyisinden bir bilgisayar kurun.” dedi ve kapattı. Aradığı kişi Bilgi İşlem Müdürüydü. Sonra bana döndü tam bir şeyler söyleyecekti ben daha önce davrandım: “Bir şey söyleme. Ben gidiyorum. Kendine iyi bak.” dedim odadan çıktım. Sekreterinin oturduğu odaya geçtiğimde şoförüde orada otururken gördüm. Şoför beni görünce ayağa kalktı ve soran gözlerle bana baktı. “Problem yok. Ben anlattım ona. Sen rahat ol.” dedim.
Ve…
Çıktım.
(Bu yazı 15 Aralık 2011 tarihinde yazılmıştır.)