CeBIT´te sınıfta kalanlar
Bu yazı CeBIT fuarında yazıldı. Niyetimiz bu yazımızda sizlere fuardaki teknolojik yenilikler hakkında bilgi vermekti. Fakat gözlemlerim bu yazıyı kaleme almama sebep oldu. İçerik değişince yazıyı beklemeye aldım. Yazıyı yeterince eskittiğimi düşünüyorum…
Sizlere Medya sektörünün isimsiz kahramanlarından bahsetmek istiyorum. Biz gazeteciler onlara PR’cılar diyoruz. Bizler, sizlere ilginizi çekecek haberler peşinde koşarken her olayı, her kurumu takip edemeyiz. İlgilendiğimiz haberlerin peşinde koşarken, ilgi alanımıza giren fakat takip önceliğimizde yer almayan birçok haberi bizlere kısaca PR’cı dediğimiz arkadaşlarımız iletir. Bu arkadaşlarımız yine PR (Public Relations – Halkla İlişkiler) dediğimiz şirketlerde çalışır. Bunların bir kısmı eski gazetecilerdir. Bunlar temsil ettikleri şirketler hakkındaki her türlü haberi ve bilgiyi aralıksız bizlere sağlarlar. Şirketlerin basın toplantılarını organize ederler. İlgili basın mensuplarını tespit ederek basın toplantısına katılmasını sağlamaya çalışırlar. Röportajları ayarlarlar… Aslında işleri çok zordur. Çünkü hem biz gazetecileri hem de temsil ettikleri firmaları memnun etmek zorundadırlar.
Fuarda birçok PR’cıyı gözlemleme imkânım oldu. Birçoğunun performansı, sabrı, çalışkanlığı beni gerçekten çok etkiledi. Doğal olarak bazıları da beni hayal kırıklığına uğrattı.
Detaylara daha fazla girmeden bazı kişisel gözlemlerimi aktarmak istiyorum. Ülkemizin önde gelen PR şirketlerinden biri olan Bersay’da çalışan arkadaşların performanslarını ben yeterli bulmadım. Söz konusu kişilerin birçoğu tahmin edersiniz ki benim arkadaşım. Söylediklerime alınıp kendilerini haklı çıkaracak bahaneler üretmek yerine kendilerini sorgulamalarını tavsiye ederim.
Diğer taraftan Turkcell’in PR’ını yapan arkadaşlarda benim gözümde sınıfta kaldı. Şunu özellikle belirteyim Turkcell’in PR’ını yapan MESE’yi kast etmiyorum. Turkcell’in içinde çalışan PR’cıları kast ediyorum. Sevgili arkadaşlar dünya Turkcell’den öncede dönüyordu. Lütfen bu söylediğimi unutmayın.
Bu iki grup haricindeki tüm arkadaşlar benim gözümde CeBIT’te sınıflarını başarıyla geçtiler. Bunlardan özellikle ikisi benden “Pekiyi” aldılar. Bunlar Marjinal ile PRAktif. Bu şirketlerde çalışan arkadaşları kutluyorum.
Bu fuarda PR şirketleri ile ilgili yaptığım bir tespiti sizler aktarmadan birazda PR sektörü hakkında bilgi vermek istiyorum. PR sektörü son beş yılda gösterdiği performansla yıllık 100 milyon doları aşan bir büyüklüğe ulaştı. Dolayısı ile de birçok yerli PR şirketimiz ya tamamen ya de kısmen yabancılara satıldı. PR sektörü hala gelecek vaat ettiği ve büyüme potansiyeli çok yüksek olduğu için yabancı yatırımcılar tarafında yakın takip altında tutuluyor. Kısacası bu sektördeki gerek çalışanların gerekse de firmaların çok dikkatli olmaları gerekiyor.
Tespitime gelince de şunu söyleyebilirim. Artık mevcut PR kalıplarının evrim geçirmesi gerekiyor. En başta da aynı sektörden iki müşteri almama kuralının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Çünkü bu fuar bana gösterdi ki PR firmalarının da uzmanlaşması gerekiyor. Bu uzmanlaşma sadece PR konusunda değil, hizmet verecekleri sektör konusunda olması lazım. Yani bir PR şirketi tek sektöre odaklanıp sadece o sektörde hizmet vermesi halinde daha başarılı olacaktır. PR gurularına(!) benden söylemesi.
(Bu yazı Ekim 2008 tarihinde yazılmıştır.)