D’Artagnan’ın hastalığı ve Üç Silahşörlerin durumu
Alexandre Dumas’ın “The Three Musketeers” isimli meşhur kitabını hepimiz çocukken “Üç Silahşörler ve D’Artagnan” diye okumuşuzdur. D’Artagnan bu üç silahşörün gizli lideri komunda olmakla birlikte bunları tamamlayan dördüncü silahşördü. Aynı zamanda da benim çocukluk kahramanlarımdan biriydi.
Bilişim sektörünün üç silahşörü ise Karma (Athos), Arena (Aramis) ve Armada (Portos) idi. Bunları Kasım 1997’de satın alarak katılan CHS (D’Artagnan) ise tüm Avrupanın en büyük donanım dağıtıcısı idi. Yani bir nevi bu üçlünün gizli lideri oldu.
Herşey … ‘ye kadar iyiydi. Fakat D’Artagnan’nın ekonmik büyümeyi şirket satın almadan ibaret görmesi neticede onu kağıt üzerindeki rakamlar itibariyle büyüttü. Fakat işin reel rakamlar boyutundaki likidite darlığı darboğazı kendini göstermekte gecikmedi. Nihayetinde likidite darlığı şirket ödeme dengelerini alt üst ederken …. borsasındaki hisse fiyatları …. tarihte … dolarken …. tarihte ….. dolara geriledi.
Bu durumda D’Artagnan’ın girdiği maddi kriz ekonomilerini tamamen ona teslim eden Athos, Aramis ve Portos’u da kara kara düşündürmeye başladı. D’Artagnan üç silahşöre katılmadan önce lider konumunda olan Athos oğlu Raoul’u (Alvi Mazo) kaybetmenin acısıyla zaten büyük bir moral bozukluğu içindeydi. D’Artagnan’a doktorların “yeni bin yılı göremeyebilir ama Allah’tan ümit kesilmez her an bir mucize olabilir” diyerek koydukları teşhis onu çok seven Athos’u ise tamamen yıkmıştı. Üstelik oğlunu da kaybetmişti. “Artık yaşamak bana haram oldu” misali bir ruh haline bürünmüştü. Aramis ve Portos ise Athos’a moral vermeye çalışmış fakat ümitsiz bir vaka olduğunu görünce Athos’dan ayrı bir basın toplantısı düzenleyerek “Yıkılmadık, ayaktayız…” mesajı vermişlerdi. Üstelik artık hem Athos ile hem de D’Artagnan ile hiç bir ilişkimiz kalmadı biz artık iki silahşörüz demişlerdi.
Böylece ülkemiz bilişim sektöründe yeni oluşumlar yaşanmaya başlamıştı. Herşey romanlardaki kahramanların hayata bakışı gibi olsaydı eminimki Aramis ve Portos diğer iki arkadaşlarının yaşaması için kendi canlarını bile verirlerdi. Fakat işin içine ticaret ve şirketler girince bakış açısı tamamen değişiyor. Canlılar dünyasındaki temel kural işliyor “Önce can”.
Ümit ederim hepsi hastalıktan kurtulur ve eski günlerine dönerler. Çünkü Bilişim sektörünün bugünlere gelmesinde iyidi olsa kötü de olsa bu kahramanların çok önemli rolleri oldu. Kahramanlar ölmez, ölmemeli…
(Bu yazı 1 Kasım 1999 tarihinde yazılmış ve bir kısmı bu tarihi takip eden ilk Pazartesi günü dağıtılan Computerworld dergisinde Editörden köşesinde yayınlanmıştır.)