Ol’mak ya da Ol’mamak…
Tüm dünyada insanlık yere düşerken kılını kıpırdatmayanlar; altın, döviz ve borsa yükselirken sevinç çığlıkları atıyorlar. Şaşırdın mı? Tabii ki şaşırmadın. Tapılan tek şeyin para olduğu bir dünyada neye şaşırabilirsin ki? Unutmadan… Fakire, hastaya, engelliye… vb. bakıp kendi haline şükredenin şükrü şükür müdür? Ben mi?.. Allah’a giden yolda… Ol’mak ya da Ol’mamak… İşte bütün meselem.
İnsanlığın sonu…
“Şeytan, ruhlarının şeytani olduğundan emin olduğu kimselerle ahitleşir sadece.” demiş Martin Heidegger. Dünya üzerinde her konuda çöküşün bir çözümü vardır. Sadece ahlaki çöküşün çözümü yoktur. Ne demiş Marcus Tullius: “Memleketler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çöker.” Unutmadan… Doğru zannettikleriniz üzerine biraz kafa yorun, düşünün, tefekkür edin. Doğru bildiğiniz bir çok bilginin aslında yanlış olduğunu göreceksiniz. Ben mi?..…
Ahhh!.. Be çocuk…
İnsanların genelinin gerçek hayatta göremeyeceği kadar yıkım, hayal bile edemeyeceği vahşeti canlı gördüm. Hep soğukkanlılığımı korudum. Hep ketum oldum. Fakat… Seni canlı görmedim ama bu fotoğrafın… Bitirdin beni Gazzeli çocuk… Bildiğim herşey boğazıma düğümlendi… Tüm acılarına ve kaybettiğin organlarına rağmen gülümsüyor olman… Beni utandırdın çocuk… Tüm uzuvlarım tam olduğu için kendimden utandım… Sağlıklı olduğum için…