Kaybettiğim her şeye…
Konuşmanın hiçbir şeye değmediği anların olduğunu fark ettiğimde lisedeydim. İşte o günden sonra yazmaya başladım. Çünkü Cesare Pavese’nin dediği gibi; “Ben, hiçbir zaman dünyayı umursamadan hayatın tadını çıkarabilen rahat bir insan olamadım. O yürek yok bende…” Unutmadan… Aptallar yalnızlığa pek katlanamaz ama akıllılar bir nimet olarak görür. “Asla yalnızken yalnız değilim.” der Schiller. Ben mi?..…
Kaybettin…
Ne kadar silersen sil, ya yırtılır defterin ya da izi kalır cümlelerin. Unutmadan… Kırmızı bir atkı al sade, yalnızlığını saklar. Spiritüel kitaplar okuma, bu kış ruhunu sakatlar. Ben mi?.. Öyle bir sihirbazdın ki beni bile kaybettin.
Yalnızlığın en kötüsü…
Şeytan’ını merak ediyor ve O’nunla tanışmak istiyor musun? O zaman kendi içine yolculuk yapmalısın. Unutmadan… Hiç kimse kendi gölgesinin dışına çıkamaz… Yani… Her insan en az kendisi kadar yalnızdır. Ben mi?.. Yalnızlığın en kötüsünü yaşıyorum. Beni anlamayanların arasında kaldım.
Selamını aldım yalnızlığın
Ömrünüzü ömrüne yazmışsınızdır. Her anınız, yanınızda olmasa da O’nunla doludur. İçinde bulunduğunuz ve kontrolünüz dışındaki özel durumdan dolayı maddi imkanlarınız kısıtlanmıştır. Fakat buna rağmen O’nu mutlu edeceğini düşündüğünüz küçük sürprizler peşindesinizdir. Her sabah bir gün önceki tüm tatsızlıkları unutmuş olarak O’na duyduğunuz büyük aşk ile uyanırsınız. Fakat O nedense size birşeylerin dersini vermek ve kendince…