Kalp yarası…
Kim, ne derse desin… Acıyor… Hem de çok acıyor… Bitsin artık bu işkence… Özcan Deniz – Kalp Yarası ile musicplay
Kutsallarım! İyiki varsınız.
Sizinle geçirdiğim her gün için sizi bana verene şükrediyorum. Yarınlarda da sizlerle birlikte olabilmek için O’na dua ediyorum.
Her günü, son günmüş gibi yaşamak…
Sabah, aşırı ateşlenen 6 yaşındaki erkeği doktora yetiştirirsiniz. Öğlen yoğun bakımdaki arkadaşınızı ziyaret edersiniz. Bir gelişme var mı diye. Yoktur. Üzülürsünüz. Hayat ile ölüm arasındaki o ince çizgide bulunan arkadaşınızın yerine kendinizi koyarsınız. İçiniz ürperir. Ölümden korkmadığınıza dair etrafınıza beylik laflar da etseniz, ölümü gerçek anlamda düşünmek ürpertir sizi. Ölümle karşılaştığınız zamanki duyguyu defalarca yaşamanıza…
Gitmek gerekir bazen…
Bazen gitmeniz gerekir. Bir yerden, bir eşten, bir sevgiliden veya bir işten… Ömrüm boyunca hiç korkmadım gitmekten. Sessiz kalışım hep korkaklık veya kabulleniş olarak algılandı. Oysa ki sadece “sabır” olduğunu hiç düşünmediler. Ne geride bıraktıklarıma üzüldüm, ne geriye baktım, ne de geri döndüm. Üzdüklerim için üzüldüğüm oldu ama “keşke” demedim hiçbir zaman. Kutsallarımı korudum, ölüm…