Yaşamak için güzel bir gün…
“Yaşamak için güzel bir gün…” diyerek her sabah çadırlarından çıkar Kızılderililer. Unutmadan… Yılın 365 günü aynı sözü duyunca itiraz eder Beyazlar: “Hadi güneşli havaları anladık da yağmurlu ve karlı havalar nasıl güzel bir gün oluyor?” diye sorarlar. Kızılderililerin cevabı: “Yaşamak isteyene her gün güzeldir.” şeklinde olur. Ben mi?.. Nazım Hikmet’in dediği gibiyim: “Yaşamak bir ağaç…
Yılın en ‘aşk’sız günü
Sevgisizliğin kol gezdiği bir dünyada ‘Sevgililer Günü’nü sorgulamıyorsak, gün gelir insansızlığın kol gezdiği bir dünyada ‘İnsanlar Günü’nü kutlarsak şaşırmayalım. Unutmadan… Günümüz insanı, aşık falan aramıyor. ‘Ben’cil duygularına köle arıyor. Köle buluyor ama aşkı bulamıyor. Çünkü Ferhat değil ki Şirin ile karşılaşsın. Şirin değil ki Ferhat ile karşılaşsın. Ben mi?.. Vech-i mutlâk ki… Arayanlar yazı yazar,…
İstanbul…
Adını yüreğime, umutlarıma yazdığım… Adını kasırgalarla diyar diyar gezdirdiğim… Kara sevdam… İstanbul. Bana durup durup gel deme. Maksadın beni görmek değil. Bana kendini göstermek. Unutmadan… Yağmur yağınca hâlâ uykum geliyor. Ve… Ağlayarak uyuyorum bir başıma. Bırak, hayalin düşlerimde kalsın. Beyoğlu ben olmasam da aydınlık. Ben mi?.. Sevdiğim başka, sevenim başka. Geçtim düşler sokağından, bir gece…
Aşk…
“Aşk taş gibi duran bir şey değildir, ekmek gibi her gün yeniden yapılması gerekir.” der Ursula K. Le Guin. Unutmadan… “Günümüz insanı aşkı kaybetmiştir. Vahyi, doğayı, insanı; ruhu, ahlakı, merhameti kaybettiği gibi. Gönlü, duyguyu, heyecanı, helecanı, vicdanı, şefkati, vefayı vs kaybettiği gibi. Neyi/neleri kaybettiğini de unutmuştur. Aradığı ya da yaşadığı ‘şey’ ise… Sadece ve sadece…
30. harf
Okullar açıldı. Okullarda hâlâ ‘Beden Eğitimi’ dersi ile ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ dersi var. Unutmadan… ‘Din’ bir kültür, ‘Ahlak’ bir bilgi değildir. Üzerinde hiç düşündünüz mü?.. Peki ya, ‘Beden Eğitimi’ dersi var da ‘Ruh Eğitimi’ dersi niye yok? Ben mi?.. Alfabenin 30. harfi olmaya çalışıyorum.