Bilişim adası…
Bundan yaklaşık 3 yıl kadar önce Türkiye’deki gazetelerde Kıbrıs (Türkiye’de halk arasında KKTC böyle ifade edilir) bilişim adası olacak haberleri yayınlandı. Haberlerin kaynağı olarak da bilişimin bağlı olduğu ilgili bakanlık gösteriliyordu. Bu habere ne kadar çok sevindiğimi tahmin edersiniz.
Siber suçların içeriği değişiyor
İnternette işlenen suçlarla ilgili üretilen bir sürü efsane vardır. Gerçi her efsanenin başlangıç noktası aslında bir gerçeğe dayanır. Nitekim insanların sanal dünya olarak yanlış isimlendirdikleri siber dünya da insanlığa mal olduğundan beri bir çok suçlu efsanesi üretmiştir. Fakat geçen zaman içinde siber suçların içeriği çok değişmiş
Haykırış!
Yıllardır tanındık tanınacağız diye uğraşıp duruyoruz. Biz bir taraftan Türkiye hükümetleri diğer taraftan “Bakın adanın bu tarafında da yaşayan bir millet var” diye avazımızın çıktığı kadar bağırıyoruz. Zaman zaman yorulup boşa çırpındığımızı düşünüyoruz. Bir süre mevcut akıntıya bırakıyoruz kendimizi. Sonra gücümüzü toplayınca bir daha başlıyoruz bağırmaya.
Türkiye gönderiyor, biz yiyiyoruz
Sektörel konularda yazan gazeteciler kendilerini diğer gazetecilerden biraz farklı görürler. Çünkü onlar her olaya haber değeri taşıyor mu diye bakmazlar. Her olaya benim alanımla ilgili haber değeri var mı diye bakarlar. Dolayısı ile daha bir seçicidirler. Alanları dışında yazmakta pek istemezler. Fakat milli hassasiyetler söz konusu olduğunda uzman oldukları alanın dışına çıkmaktan da çekinmezler. Çekinirlerse zaten gazeteci olamazlar.
İnternet güvenliği pazarı beş yıl daha büyüyecek
Geçtiğimiz hafta yazılım sektörünün önemine değinmiş ve nasıl bir bacasız sanayi olduğunu anlatmıştık. Bu hafta bahsedeceğimiz internet güvenliği pazarı ise bazı uzmanlara göre yazılımın alt sektörü, diğer bazı uzmanlara göre ise kendi başına bir sektör olarak değerlendiriliyor.