Kayıplarla dolu bir ay…
30 Mayıs 1 Temmuz arasındaki zaman dilimi yani Haziran ayı, yani 33 gün kayıplarla geçti. Ömrümde bu kadar çok kaybı böyle kısacık bir süre içinde yaşadığımı hatırlamıyorum. Neredeyse her haftaya bir kayıp düştü. Dört insan bir de çok sevdiğim bir işi kaybettim.
Kaybettiğim iş, 16 yaşından beri zaman zaman yaptığım ama büyük keyif aldığım ve çok sevdiğim bir işti. Nereden baksanız 29 yıl. Ben bıraktım. İşi beynime gömdüm. Artık hiç düşünmüyorum.
Kaybettiğim dört insandan üçünü toprağa verdim. Biri akrabam diğer ikisi ise arkadaşımdı. Bir cenazenin toprağa verilişinde hiç bulundunuz mu? Toplam 14 dakika sürüyor. Bir cenaze, 3 dakikada mezara indiriliyor. 5 dakikada tahtalar yerleştiriliyor ve 6 dakikada toprak örtülüyor. Hepsi bu. Sonrası mı? Sizin için kocaman bir boşluk…
Dördüncü kaybımı ise kalbime gömdüm.
Not: Yukarıdaki bu yazı 28 Haziran’da yazılmış ve 1 Temmuz’da yayınlanmak üzere zamanlanmıştı. Fakat olmadı, elim gitmedi yayınlanmasına. Askıya aldım. ‘Neden yayınlayamıyorum?’ diye sorguladım kendimi. Aslında cevabını biliyordum, fakat zamana bırakıp emin olmak istedim. Cevap şuydu: “Tüm hücrelerine işlemiş birini sadece kalbine gömmek mümkün değilmiş.”