Microsoft’tan Kaymakamlara mektup
İlçelerdeki en yetkili devlet organı Kaymakamlıklardır. Nitekim herkes Kaymakamlığa bir derdi için başvurabilir. İsteyen dilekçe yazar, isteyen şahsen gider görüşür. Devletin vatandaşına dokunduğu eli gibidir.
Dedik ya herkes her konu ile ilgili bulunduğu yerin Kaymakamlığına başvurabilir. Buna tüzel kişilik dediğimiz şirketler ve sivil toplum örgütleri de dahildir. Bu bağlamda Microsoft Türkiye ofisi Mart ayında Kaymakamlıklara bir yazı gönderdi. Herkes her derdi ile ilgili olarak Kaymakamlıklara tabii ki yazı yazabilir. Yazı yazmasına bir dediğimiz yok. Konu kısmında “İnternet Kafe Denetimleri – Yazılım Lisansları” olan yazı şu şekildeydi:
“Tarafımıza ulaşan şikayetlerin değerlendirilmesi sonucunda Türkiye genelinde bazı internet kafelerin Microsoft yazılımlarını yoğun bir biçimde 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa aykırı olarak kullandıkları ve üçüncü kişilere kullandırdıkları tespit edilmiştir.
01.11.2007 tarihli ve 26687 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmeliğin, “İşyerlerinde uyulması gereken kurallar” başlıklı (9). Maddesinin e. fıkrasında, “İşyerlerinde 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunan hakların ihlal edilmesinin önlenmesi için gerekli tedbirler alınır” denilmekte ve bu husus aynı yönetmeliğin (10) ve (11). Maddelerinde de Mülki İdare Amirliklerinin denetleme ve idari para cezası uygulama yetkisi kapsamında gösterilmektedir.
İlgili yönetmelik uyarınca “İzin Belgesi” başvurularında ve düzenli denetimlerde, yazılım lisanslarının da kontrol kapsamına alınması hususunu dikkatinize sunarız.
Telif hakları ihlallerinin internet kafeler arasındaki haksız rekabetin ve ciddi güvenlik açıkları barındırdığı bilinen korsan yazılımların, toplumda her yaştan bireylerin internet kullanımında yaratacağı risklerin önlenmesi yönünde yapacağınız değerli çalışmalar için şimdiden teşekkür ederiz.”
Yazı böyle. Microsoft Türkiye Telif Hakları Müdürlüğünden Kaymakamlıklara gönderilmiş. Biz bu yazıya yorum yapmayacağız. Bu yazı ile ilgili olarak iki yerden görüş istedik. Birisi söz konusu yazıda taraf olarak gösterilen internet kafeleri temsil eden İstanbul İnternet Kafeciler Esnaf Odası Başkanı Metin Baltaoğlu, diğeri Bilişim Hukuku dendiğinde ülkemizin önde gelen isimlerinden Avukat M. Gökhan Ahi.
Metin Baltaoğlu konuyla ilgili şöyle bir açıklama yaptı: “Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında yazılım firmalarının haklarını aramaları gayet doğaldır. Hak arayışı kapsamında Mülki Amirliklere dilekçelerle başvurarak suç duyurusunda bulunmaları da doğaldır. Ancak Mülki Amirliklere gönderilen ilgili yazıyı incelediğimizde; bunun bir dilekçeden çok Mülki amirliklere işlerini hatırlatan bir üslupla yazılmış olduğunu görmekteyiz. Böyle bir yazının T.C. Devletinin Mülki Amirlikleri, Belediyeleri, Meslek Örgütleri veya Muhtarlıkları tarafından dikkate alınmaması gerekir. Devlet Kurumlarının Microsoft’un ya da herhangi bir yazılım firmasının özel denetçiliğini yapması yada yazılım satmaları için taşeronu gibi çalışması ne Devlet anlayışıyla nede Devlet ahlakıyla bağdaşmaz. Ayrıca ülkemizde birkaç bölge hariç, bu denetlemelerin hayata geçirilmeye çalışılması ayrı bir skandaldır. Microsoft bu icraatıyla acaba ne demek istemektedir! Devletimizi idare edenler bu konuyu da derin derin düşünmelidirler. Sonuç olarak her biri Devlet geleneğimizle donanmış değerli mülki amirlerimiz, böyle bir yazıyı en üst amirleri aracılığıyla iletileceğini bilir. Ayrıca Microsoft Şirketi nerdeyse ülkenin bütünü için yapacağı talebin kaymakamlıklar yoluyla değil, İçişleri Bakanlığımız aracılığıyla yapılacağını, şayet gerekiyorsa gerekli talimatların bakanlık tarafından kaymakamlıklara iletileceğini de bilir. Zira kaymakamlıklara dilekçe görünümlü ama tekniği itibariyle dilekçe olmayan, arz etmeyen, dikkat çeken yazı yazmak hem protokol tekniği hem idari açıdan uygun değildir. Kaymakamlarımız Microsoft şirketinin değil Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kaymakamlarıdır. Sadece müstemleke (sömürge) ülkelerine reva görülecek bu tavır ve cüret elbette devletimizi idare edenlerin dikkatinden kaçmayacaktır.”
Bilişim Hukukçusu M. Gökhan Ahi konuyla ilgili görüşleri ise şöyle: “Her vatandaş ve STK’lar gibi, Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin de mülki amirliklere başvurma ve hizmet talep etme hakları vardır. Microsoft da bu çerçevede bir talepte bulunmuş. Ancak, talepte bulunduğu konu mülki amirliklerin görevinde ve yetkisinde değildir. Lisanssız yazılım kullanılması bir suçtur, ama bu suçun oluşması için ilgili yazılım firmasının şikayet etmesi koşulu aranır. Şikayete bağlı tutulan bir suçun takibini mülki amirler ve ona bağlı polisler yapamaz, yaparlarsa da görevlerini aşmış olurlar. Bunun kanundaki usulü bellidir, şikayete bağlı bir suçun takibini suç duyurusu üzerine ancak savcılar yapabilir. Polislerin kamuya açık yerlerde korsan müzik, video ve yazılım CD’si satışı görmesi halinde resen işlem yapması yetkisi vardır, ancak bu yetki işyerlerini kapsamaz. İşyerleri için mahkemeden arama kararı çıkarılması gerekir. Microsoft’un bu şekilde bir yazışma yapmış olması hukuki bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır.”
Görünen o ki Microsoft Türkiye bir yerlerde bir şeyleri eksik yapıyor. Bizden söylemesi.
(Bu yazının bir kısmı 20 Mayıs 2012 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)