Neden Samsung kullanmıyorum?
Cep telefonlarının ülkemizdeki satış fiyatları uzun zamandır aklıma takılan bir konuydu. Geçtiğimiz yılın Ekim ayında araştırmaya başlamıştım. Fakat bir türlü yazıya dökmek gündem yoğunluğundan mümkün olmadı. Gerçi bugünlerde de bilişim sektörünün gündemi oldukça yoğun. Her şey toz duman. Ümit ederim tüm hengame bir an önce sona erer de tüm taşlar yeniden yerine oturur.
Ülkemizde en çok satan cep telefonu diyince insanların aklına iki marka geliyor. Birisi Samsung’un Android tabanlı telefonları diğeri Apple’ın iPhone’u. Ne hikmetse bu telefonlar ülkemizde başlangıçta oldukça pahalı fiyatlardan piyasaya sunuluyor. İlerleyen süreçte her ne kadar fiyatları biraz gerilese de yine de yüksek kalıyor.
Samsung’un Galaxy S4’ünü ele alalım. Bu telefon ile ilgili sayfamızdaki tabloya baktığınızda maliyet detayını göreceksiniz. Bu telefonun maliyeti 236 dolar. Bunu ürettiğinizde diğer bir deyişle montajladığınızda maliyeti 244 dolara çıkıyor. Ülkemiz para cinsinden bu maliyetin karşılığı 500 ile 550 TL arasında. Yani bir Samsung telefonun tabir-i caizse en baba maliyeti 550 TL. Ülkemize 2.000 TL civarında satış fiyatıyla giren bu telefon şu sıralar e-ticaret sitelerinde 1.200 ile 1.600 TL arasında satılıyor. Maliyeti ile satış fiyatı arasındaki farkın hâlâ yüzde 100’den fazla olması nedense bana çok anlamlı gelmiyor. Gelemiyor.
Ya Apple’ın yaptığına ne demeli? Maliyeti 199 dolar olan iPhone 5s ülkemizde 3.000 TL’nin üzerinde bir satış fiyatıyla pazara girmişti. Halen fiyatı 2.000 TL’nin üzerinde. Yani şöyle söyleyelim 450 TL maliyetli telefon ülkemizde 2.000 TL’ye satılıyor. Kimse bana ürün kalitesinden pazarlama stratejisinden bahsetmesin. Her ne kadar bir tarafım BTK’yı suçlasa da serbest piyasa ekonomisine inanan biri olarak ben bunu tamamen biz tüketicilerin cahilliğine bağlıyorum. Sizce başka bir açıklaması var mı?
Rakamlar bu kadar çıplak ve net bir şekilde ortada. Bunlar benim uydurmalarım değil. Yararlandığım kaynakları isteyene gönderebilirim. Birisi çıkıp bana bunları izah ederse çok sevinirim. O birisi de umaraım bu firmaların ülkemizdeki yetkilileri olur. Bu yetkililerin yerel satış fiyatlarının belirlenmesinde etkili olduğunu düşünüyorum. Umarım “merkez böyle istiyor” şeklinde bir açıklamayla karşıma gelmezler. Çok kızgınım onlara, çok. Bir insan ülkesinin sömürülmesine nasıl olurda kendisini alet ettirir.
Biz tüketicilere de bir çift sözüm var tabii ki. Dünyada bireyler cep telefonlarını iki yılda bir değiştiriyorlar. Bizde ise bu altı aydan daha yeni yeni dokuz aylara çıkış durumda. Aylık konuşma süresinde dünyada kimse elimize su dökemiyor. Ne yapıyoruz biz? İyi miyiz? Derdimiz nedir? Bu sorularıma cevap verecek birisi var mı?
Sonuç olarak şunları söyleyebilirim. Cep telefonu alırken ihtiyacınızı giderecek bir cep telefonu alın. Bunun içinse öncelikle ihtiyacınızın ne olduğun belirleyin. Sırf hava atmak veya toplumsal prestij diye pahalı telefon almayın. Elinizde 3.000 TL’lik cep telefonu ile belediye otobüsünde konuşmanın nasıl bir tatmini vardır ben bilmiyorum. Denemeyi de düşünmüyorum.
Şunu da unutmadan belirtmek istiyorum. Mobil operatörler, bu konularda sizde daha duyarlı olun. İnsanlara tarifeye ek cep telefonu kampanyası yaparken ne olur fiyat konusunda sıkı pazarlık yapın. Bu ülkenin kıt kaynaklarının yurt dışına çıkmasına aracılık etmeyin. Demiyorum ki pahalı telefonları portföyünüzde bulundurmayın. Fakat bunlara abonelerinizin sahip olması konusunda daha sıkı kriterler getirin.
Umarım cep telefonu satın alması ve kullanması konusunda daha duyarlı bir toplum oluruz.
(Bu yazının bir kısmı 30 Mart 2014 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)