Oh be! Bitti!
Türk Telekom grevi nihayet bitti. Nedense bu grev beni çok gerdi. Yazdıklarımızdan dolayı kah Türk Telekom yetkililerinden sitem aldık, kah grevdeki çalışanlardan kızgın eleştiri. Biz gazetecilerin kaderidir hep arada kalmak. Tutunacağımız tek şey gerçeklerdir. Dolayısı ile hepsini anlayışla karşıladık.
Bitmesine en çok kimlerin sevineceğini merak ediyorsanız verebileceğimiz cevap herhalde en çok mağdur olanlar şeklinde olacaktır. Öncelikle Türk Telekom ve grevdeki işçiler bu problemin çözülmesine sevinecektir. Sonrasında da iş dünyası. Son olarak da kişisel aboneler.
İş dünyasında bu grevin gerçek mağduru olan birçok firmadan bildiğim iki örneği vereyim. Birinci örnek mobil teknolojiler konusunda iş kuran bir iş adamı. Söz konusu iş adamı Şirinevler’de 400 metrekare ofis tutmuş. Dekorasyonunu yaptırmış. Bilgisayarlarını almış. Elemanlar işe almış. Gel gör ki telefon bağlatamamış. Nedeni malum. Şimdi bu iş adamının bir aydan fazla mağduriyeti ne olacak?
İkinci örnek ülkemizin önde gelen ve çok hızlı büyüyen TV kanallarından biriyle ilgili. Hızlı büyüyen kanal yanına bir çok kardeş kanal ekleyince Ankara’daki ofisi bu hızlı büyümeye fiziksel olarak ayak uyduramadı. Sonuç olarak yöneticiler daha büyük ve daha modern bir binaya taşınma kararı aldılar. Bir hayli masraf yapıldı. Personelin rahat bir çalışma ortamına kavuşması için gerekli tüm yatırımlar yapıldı. Fakat grev olduğu için gerekli fiber optik alt yapı çekilemedi. Bu TV firmasının mağduriyeti ne olacak?
Son olarak kendimden örnek vereyim. Dört hafta önce yine Türk Telekom ile ilgili yazı yazmıştım. Söz konusu yazımın yayınlandığı Pazar günü akşam saat 17:00 gibi ev telefonlarım kesildi. Ne telefon ne de internet. Resmen kör oldum. Bunun üzerine pazartesi gittim bir ofis telefonundan arıza kaydı verdim. Beklemeye başladım. Gelen giden olmadı. O hafta yazımı dergiye bir internet kafeden gönderdim. Derken kesintinin altıncı günü yani Cuma günü Mehmet Ustaya rastladım. Mehmet Usta daha öncelerde olan telefon arızalarımıza gelen ustaydı. Türk Telekom’un taşeronu olan bir firmada çalışıyordu. Bizim arızalara gelişi gidişi esnasında ayak üstü çay içerek yaptığımız sohbetlerden dolayı pozitif bir iletişimiz oluşmuştu. Hemen durumu anlattım. Adresimi not aldı ve akşama doğru ancak gelebileceğini söyledi. Dediği gibi de geldi. Problemimi çözdü gitti.
İş dünyasının mağduriyeti maalesef yanına kalacak. Çünkü Türk Telekom grevi ilginç bir şekilde mücbir sebep kabul ediliyor. Dolayısı ile iş dünyası uğradığı zararların üstüne bir bardak su içecek. Aynı şey kişisel aboneler içinde geçerli. Bense şanslı azınlıktan olmanın verdiği buruk bir hazzı yaşıyorum.
(Bu yazının bir kısmı 2 Aralık 2007 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)