Pardus fırtınası…
Geldi geliyor derken nihayet geldi. Ulusal işletim sistemimiz yeni sürümü Pardus 2.0 (yeni ve artık yaygın kullanılan yeni terminolojiyle Pardus 2007) artık piyasada.
18 Aralık Pazartesi saat 11:00 den itibaren www.pardus.org.tr den indirebilirsiniz dediler. Milletçe indirdik. Hem de öyle bir indirdik ki Türkiyenin en güçlü sunucularına sahip TÜBİTAK sunucularını bile alaşağı ettik. Bu ne sevgi ahh! Tabii bu aşırı talebi beklemeyen Pardus geliştiricileri ters köşeye yatan kaleci misali topun ağlara gidişini (Pardus sunucularının çöküşünü) hüzünle seyrettiler. Ahh! Bu ne ızdırap. Neden sonra kendilerini toparlayıp maça devam ettiler. Fakat bu yazının yazıldığı sıralarda hala maçı lehlerine çevirebilmiş değiller. Çünkü bazı ftp sunucularından hala Pardus indirilemiyor.
Tüm yaşadığım olumsuzluklara rağmen nedense Pardusculara kızamıyorum. İyi niyetli çalıştıklarını biliyorum. Çünkü bu ulusal işletim sistemimiz. Üstelik bedava dağıtılıyor. İşletim sistemlerin fiyatları göz önüne alınınca ortay çıkan fark kendini fazlasıyla belli ediyor. Yani bizim verdiğimiz vergilerle bu iş yapılıyor. Vergilerimizden TÜBİTAK’a devlet bir pay ayırıyor. TÜBİTAK da bu işe kaynak ayırıyor. Yazılımcılar çalışıyor. Ortaya böyle güzel ürünler çıkıyor. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Fakat…
İşte burada duralım. Şimdi bir vatandaş olarak bazı sorular soracağım. Bu projede kaç kişi çalışıyor? Bunlara ne kadar ücret ödeniyor? Bu ürünün ilk sürümünden kaç edet dağıtıldı? Pardus 2007’nin maliyeti nedir bu millete? Neler bekleniyor? Hedef nedir?..
Daha bir çok soru sıralayabilirim. Pardus’un ilk ürünü çıktığından beri benzer sorular bilişim yazarları tarafından sürekli soruldu. Fakat hiç biri cevap alamadı. Dolayısıyla bir sürü afaki rakam havada uçuştu durdu. Hatta bu projede yer alan bazı insanların aldıkları ücret şehir efsanesine dönüştü.
Pardus projesini yapanların artık ortaya çıkıp tüm bu soruları cevaplamaları gerekiyor. Şayet bu ve benzer soruları cevapsız bırakmaya devam ederlerse korkarım ki Pardus tüm inandırıcılığını kaybedecek. Tabii ki bu güven kaybından TÜBİTAK’ta payına düşeni alacaktır.
(Bu yazının bir kısmı 24 Aralık 2006 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)