Uzaktan çalışmanın kişiye etkileri
Uzaktan çalışma; bilgisayarların toplum hayatına yaygın bir şekilde girmesiyle hemen hemen eş zamanlı bir kavramdır. O dönemlerde bilgisayar teknolojilerini herkesten önce kullanıp, diğer bir deyişle test edip onlarla ilgili yazılar yazan biri olarak benim de hayalimdi uzaktan çalışmak.
Düşünsenize sabah işe gidebilmek için erken kalkmak zorunda değilsiniz. Yol işkencesini çekmiyorsunuz. Programınızı kendiniz yapıyorsunuz… vb. Her şey çok güzel geliyor değil mi?
Gelişen bilişim teknolojileri ile birlikte uzaktan çalışma bir hayli yaygınlaştı. Yahut benim çevremde yaygın olduğu için ben öyle zannediyorum da olabilir. Tabii ki ben de herkes gibi uzaktan çalışmanın hep olumlu taraflarına bakan biriyim. Fakat Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) bu konuyla ilgili bir rapor hazırlamış. Raporun sonuçlarını görünce uzaktan çalışma konusunda hayal kırıklığına uğradım.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan rapora göre, uzaktan çalışanların, ofisten çalışanlara nazaran daha fazla stres ve uykusuzluk çektiğini gösteriyor.
Eurofound isimli bir araştırma grubu tarafından hazırlanan ve 10 Avrupa Birliği ülkesine ilaveten, ABD, Arjantin, Brezilya, Hindistan ve Japonya gibi ülkelerin olmak üzere 15 ülke verilerinin işlendiği ILO raporunda, teknolojik gelişmelerin işyeri kavramlarında devrim yapmaya devam etmesiyle uzaktan çalışma etkilerini incelendi.
ILO, çalışanların geleneksel bir ofis dışında çalıştıklarında daha üretken olduklarını ancak aynı zamanda “daha uzun çalışma saatleri, yüksek çalışma yoğunluğu ve işyeri girişimi” riskleri de bulunduğunu belirtti.
Rapor, evde düzenli olarak çalışanlar, sürekli dolaşan ve farklı konumlardan çalışanlar ile mesaisinin belli bir bölümünü evde, belli bir bölümünü ofiste kullananlar arasında farklılık olduğuna işaret ediyor. Her üç gruptaki stres düzeyleri ve uykusuzluk olaylarının, devamlı ofisten çalışanlara göre daha yüksek olduğu bulunmuş.
Örneğin, devamlı seyahat edenlerin yüzde 41’i, bir miktar stres hissettiklerini söylerken, bu oran, ofis çalışanları için yüzde 25. Evde veya birden fazla yerden her zaman çalışan kişilerin yüzde 42’si uykusuzluk sıkıntısı yaşarken, ofisten çalışanlarda bu oran yüzde 29.
Raporda genel olarak, uzaktan çalışıldığında, “işin normalde kişisel yaşam için ayrılan alanlara ve saatlere sarkması” gibi riskler de yer alıyor. Ancak raporu hazırlayanlar yine de, çalışanların zamanın bir kısmını dışarıda çalışarak geçirmesinin verimli olacağını belirtiyor.
Kişisel olarak bu raporun benim açımdan hem olumlu hem de olumsuz iki sonucu oldu. Olumsuz sonucu, yeni nesil çalışma şekillerini destekleyen biriyim ve ben de öyle çalışıyorum. Kısacası, hayallerim yıkıldı. Olumlu sonucu ise zamanı hep dışarıda toplantılar ve seyahatlerle geçen biri olarak neden bu kadar stres yaşadığımı ve vücudumda habire oluşan çeşitli ağrıları şimdi daha iyi anlıyorum.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim. Hangi çalışma şeklinde kendinizi mutlu hissediyorsanız öyle çalışın. Fakat atalarımızın da dediği şu sözü de unutmayın: “Her şeyin başı sağlık.”
(Bu yazının bir kısmı 26 Şubat 2017 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)