Yazıcı cephesi ne durumda?
Bilişim denince doğal olarak aklımıza hep bilgisayar ve yazıcılar gelirdi. Cihazlar arasında başlayan yakınsama ile birlikte artık aklımıza ilk olarak bilgisayar ve cep telefonları geliyor. Yazıcılar sanki biraz geri plana düştü. İnsanlar biraz kağıdın kalabalığından kurutlmak biraz da bilinçaltına yerleşen çevresel algılar yüzünden mecbur olmadıkça kağıt çıktı almıyorlar artık. En azından benim çevremdeki bireysel davranış şekli bu. Nitekim bende öyle. Gerekli değilse her şeyi bilgisayarda saklamayı tercih ediyorum.
Diğer taraftan yazıcı pazarı teknolojik gelişmişlik olarak son noktaya geldi gibi bir algıda oluştu. Öyleyse yazıcı sektöründe Ar-Ge nasıl yapılıyor? Bulut bilgi işlemin yazıcı dünyasında da bir etkisi var mı? Son beş yıldır Web 2.0 diyoruz. Print 2.0 var mı? Hepimizi hayrete düşürecek yeni bir baskı teknolojisi ortaya çıkar mı diye baktığımızda bize göre yakın zamanda böyle bir ihtimal yok. Fakat biz yine de tüm bu soruların cevabını kaynağında arayalım dedik.
Yazıcı pazarının etkili oyuncularından HP’nin Baskı ve Görüntüleme Grubu Kıdemli Başkan Yardımcısı Bill DeLacy ile görüştük. Ar-Ge konusunda şunları söyledi: “Ar-Ge çalışmalarına yılda 4 milyar doların üzerinde bütçe ayıran HP, kullanıcılarına ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan ürünler sunmak üzere çeşitli ülkelerde müşterilerini evinde ziyaret ediyor. Bu ziyaretlerde hem kültürel özellikler hem de şikayet ve önerilerden elde ettiği verilerle çalışmalarına yön veriyor ve yenilikçi ürünler ortaya çıkarıyor. Örneğin HP Laboratuvarları’nın deneyim ve bilgi birikiminin yansıtıldığı HP İTÜ Yazılım İnovasyon Merkezi’nin, Türkiye’yi Ortadoğu, Akdeniz ve Afrika (MEMA) bölgesindeki en önemli Ar-Ge üssü olarak konumlandırması hedefleniyor. Merkez, tüm bu bölgeler için daha hızlı ve daha güçlü yazılımların geliştirilmesinin yanı sıra iş dünyasına yönelik teknolojik çözümler de üretecek.”
Bulut bilgi işlem ve Web 2.0 tahmin ettiğimizi gibi yazıcı dünyasında da karşılığını bulmuş. Print 2.0 diye yeni bir kavram ortaya çıkmış. DeLacy bu konuda eğilimleri şöyle anlatıyor: “Eskiden sadece yazıcılardan, yani cihazlardan söz ederdik. Web 2.0’la birlikte içerik üretme ve paylaşım gündeme geldi, internet üzerinden etkileşim gelişti. Kullanıcıların içeriği üretmesiyle, baskıda da Print 2.0 dönemi HP ile başladı. Kullanıcılar için Print 2.0; kişiselleştirme, kendini ifade etme ve özgürlük olarak algılanıyor. Dünyanın web’e bağlı ilk ev yazıcısı olan HP Photosmart Premium Web gibi yazıcılarla doğrudan web’den baskı almak tek bir dokunuşla mümkün oluyor.
İş dünyasında Print 2.0, baskı ortamının işi etkin kılan bir faktöre dönüştürülmesi olarak algılanıyor. Print 2.0, baskı ve dijital görüntüleme ortamını arka büro sabit gideri olmaktan çıkarıp, maliyet tasarrufunun yanı sıra iş fırsatları açısından da stratejik bir tetikleyici faktöre dönüştürüyor. KOBİ açısından değerlendirildiğinde, yazdırılan materyallerde renk kullanımının stratejik yönetimi bu malzemelerin bütçeye getireceği etkiyi önemli ölçüde azaltiyor. Kurumsal anlamda Print 2.0, yönetilen baskı hizmetleri yoluyla şirketlerin baskı maliyetlerinde %28 ile %48 arasında tasarruf elde etmelerini sağlıyor.”
Geçtiğimiz yıl HP’nin Türkiye’ye fabrika kuracağı bildirilmişti. Bunun akibetini merak ediyorduk. Onu da sorduk. DeLacy şöyle cevapladı: “HP, Türkiye’ye verdiği önemi önümüzdeki yıl kuracağı bilgisayar fabrikasıyla da gösterecek. Bu proje hayata geçirildiğinde Türkiye, küresel olarak bakıldığında ilk defa ileri teknoloji konusunda ihracat gerçekleştirilebilen bir ülke haline gelecek.”
Bu fabrikada sadece bilgisayar üretilecek. Gerçi biz hiç değilse bir üretim bandında da yazıcı üretilse iyi olur dedik ama netice itibariyle Endüstri Mühendisleri daha doğrusunu bilir.
Yazıcı cephesinde HP bu durumda. “Diğer markalar ne durumda?” derseniz, onu bende merak ediyorum.
(Bu yazının bir kısmı 7 Mart 2010 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)