Yeni Türk Telekom’dan benim anladıklarım… @Turk_Telekom
Türk Telekom, yaklaşık iki yıl önce başlattığı dönüşüm çalışmalarını dün (26 Ocak 2016) yaptığı görkemli bir basın toplantısı ile tamamladığını tüm dünyaya ilan etti. Tabii ki logonun değişmesi genel olarak daha çok ön plana çıktı.
Peki gerçekte yapılan neydi? Yapılan şuydu. Yıllar önce BTK’nın düzenlemelerinden dolayı Türk Telekom hizmetlerinden bazıları için farklı şirketler kurulmuştu. İneternet iletişim hizmetleri için TTNet ve mobil iletişim hizmetler için Avea. (Şimdi burada Avea’nın tarihçesi konusundaki bilgimi sorgulamaya kalkmayın. İtalyanların Türkiye’ye nasıl getirildiğinden başlatmayın beni…) Türk Telekom’un hakim ortaklarının bu durumdan nedense rahatsız oldukları gazeteci kulislerinde hep konuşuldu. O nedeninse gruptaki bazı şirketlerin ciddi sayılabilecek zararlar etmesi ve orta vadede de kara geçemeyecek olmaları şeklindeydi.
Şimdi burada bir ara verelim biraz ve Türk Telekom CEO’su Rami Aslan’dan bahsedelim. Türk Telekom CEO’su Rami Aslan 10 Aralık 2013 tarihinde göreve geldi. Tabii ki bu öyle birden olmadı. 1972 doğumlu Aslan 2005 yılından beri Türk Telekom hakim ortağı Oger Grubun içindeydi zaten. Çeşitli grup şirketlerinde kah icra kurulu üyesi kah da yönetim kurulu üyesi olarak çalışmıştı. Fakat dışarıdan bakanların fark etmediği bir özelliği vardı. Ünvanı ne olursa olsun konu finans olunca son sözü hep Rami Aslan söylüyordu. Yani, kendisi bir finansçıydı. Hem de iyi bir finansçı.
Tekrar konumuza dönersek… Rami Aslan göreve başlayınca çok fazla zorluk çekmedi. Çünkü hem tüm Türk Telekom Grup şirketlerinin finansal durumlarını gayet iyi biliyordu hem de hakim ortakların rahatsızlığını. Bu rahatsızlığı giderebilecek dünya çapındaki ender profesyonellerden biriydi. Zaten grubun içerisindeydi. BTK’nın bu sektörle ilgili düzenlemelerini aşamayacağını zaten biliyordu fakat yine de önce BTK tarafını bir hayli zorladı. Olmayacağını anlayınca finansal tecrübesini devreye soktu. Yaklaşık iki yıl süresince tasarladığı oyun planını harfiyen uyguladı ve dün itibariyle de noktayı koydu.
Ara bilgi olarak şöyle bir CEO sırrı vereyim. Bu ölçekteki bir şirkete CEO olursanız, önce şirketin durumuna bir bakın. Eğer tek parça bir şirket ise veya son 20 yıl içinde herhangi bir birleştirme yaşamadıysa yapacağınız ilk iş o şirketi bir çok yavru şirkete bölmektir. Bu size beş yıl zaman, çalışanlara ise motivasyon kazandırır. Yok eğer son 20 yıldır parçalı bir grupsa, bu sefer tersini yapın. Birleştirin. Bu durumda size beş yıl zaman ve çalışanlara motivasyon kazandırır. Türk Telekom gurubunda yapılan da tam olmasa da bir nevi böyle bir şey.
Şimdi aslında ne mi oldu? Hemen söyleyeyim. Türk Telekom, TTNet ve Avea’nın tek yetkili satıcısı gibi oldu. Yani TTNet ve Avea verdikleri hizmetlerin tüketiciye satışını artık doğrudan yapmayacak. Tüm bu satışları Türk Telekom yapacak. Sonrasında da TTNet ve Avea’ya platformlarını kullandığı için bedelini ödeyecek. Yani tüketici ile sadece Türk Telekom muhatap olacak. Böylece TTNet ve Avea üzerindeki Çağrı Merkezi, Satış, Pazarlama ve benzeri maliyet kalemleri sıfırlanmış olacak. Bir örnekle anlatmak gerekirse Türk Telekom, Avea’nın bir nevi MVNO’su oldu. Yani GS Mobile veya PTTCell Avea için neyse Türk Telekom’da bir nevi öyle oldu.
Daha fazla detaya şimdilik girmeyeceğim. Fakat benim tüm bu olanlardan anladığım budur. Yanlışım veya eksiğim varsa her türlü düzeltmeye seve seve yer veririm.
[…] Devamı… […]