Yerli bir Facebook olsa
Başlık kulağa hoş geliyor ama şimdi soracağım soruya dürüstçe cevap verin: “Facebook’u Amerikalı Mark Zuckerberg değil de Türkiyeli Mesut Zağnoslu (bu kişi hayalimin ürünüdür şayet varsa gerçek kişi ile hiçbir ilgisi yoktur) yapmış olsaydı siz onu kullanır mıydınız?”
Kullanmazdınız değil mi? Yıllardır bilinçaltımıza işlemiş olan birbirimizi çekememezlik duygusu burada da kendini gösterirdi. Biz yapıyorsak mutlaka birilerinin çıkarı vardır. Bunda bir p.ştluk vardır düşüncesi de duygumuzu perçinler yanına bile uğramazdık.
Size ilginç bir örnek vereyim. Zemana diye bir antilogger programı var. Bunu yapanlar yanlış hatırlamıyorsam Bulgaristan Türklerindendi. Birisinin ismi Orhan Akyürek idi. Diğerinin ismini hatırlamıyorum. Programı yaptılar. Sonra gelip ülkemizde şirket kurup ofis açtılar. Programları Türkiye hariç neredeyse tüm dünya ülkelerinde en çok satılan antilogger programı oldu. Ülkemizdeki maliye politikaları ve medyanın yerliye mesafeli duruşu yüzünden pes ettiler. Buradaki her şeyi kapatıp Bulgaristan’a taşımayı ciddi ciddi düşündüler. Fakat yine ülke sevgisi ağır bastı Edirne’ye (Bulgaristan’a yakın olduğu için) yerleştiler.
İnternet güvenliği konusunda hepimiz bir solukta sayıyoruz değil mi? Norton, Kaspersky, Avg… vb. Peki Comodo’yu hiç duydunuz mu? Şu sıralar bazı bilgisayar kampanyalarında adı geçen Comodo. İşte o Comodo tüm dünyanın önde gelen internet güvenliği firmalarından birisi. Sahibi Melih Abdulhayoğlu isimli bir Türk. Şirket ABD’de. Türkiye’ye gelirse başına neler geleceğini bildiğinden olsa gerek mesafeli duruyor.
Yerli markamız Airties. Sahibi Bülent Çelebi’nin idealist duyguları ve zamanında Amerikada yaptıklarından olan gelirleri olmasa ayakta durması imkansızdı. Kendinize bir sorun. Kaçınız modem alırken mutlaka Airties olsun pozitif ayrımcılığını yapıyorsunuz. Tek derdiniz hızlı olsun değil mi? Oysa tek derdimiz yerli olsun olmalıydı.
Daha bunlar gibi on tane örnek yazabilirim. Fakat yerimiz sınırlı dolayısıyla gerek yok. Neticede bu yazdıklarımda diğer yazdıklarım gibi doğal akış içerisinde unutulup gidecek. Fakat bu durum beni yazmaktan hiçbir zaman vazgeçirmeyecek.
Tüm bunları yazmama sebep ise Facebook’un bir milyar kullanıcıya ulaşmış olduğu haberidir aslında. Bu bir milyarın 30 milyonu ülkemizden. Her konuda olduğu gibi bu konularda da yabancılara karşı çok bonkör davranıyoruz. Hatta hovardayız bile diyebiliriz. Oysa Çin ile Rusya’ya bakın. Dünyanın, en büyük sosyal ağı olmakla birlikte Facebook halen Rusya ve Çin’de, lokal rakiplerinin karşısında beklendiği kadar tutunamıyor. Facebook, şu an için 7 milyon üye sayısıyla Rus rakibi Vkontakte’nin 300 milyonluk nüfusunun bir hayli gerisinde yer alıyor. Aynı durum Çin içinde geçerli. Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg bu durumu lehlerine çevirmek için Rusya’ya gezi düzenledi. Hatta Rusya Başbakanı Medvedev ile görüştü. Bunlarda yetmedi sohbet programlarına çıktı. Sırada Çin var.
Yerli sosyal ağımız yani sizin deyiminizle yerli Facebook’umuz Takiplen’i (www.takiplen.com) kaçınız biliyor ve kullanıyorsunuz? Şu an kullanıcı sayısı 20 bini geçti. Gördüğüm kadarıyla hem Facebook hem de Twitter’ın özelliklerini bir arada üzerinde barındırıyor. Ayrıca ülkemize özgü sunduğu bir çok özelliği de cabası.
Tüm bu yukarıda yazdığım yerli markaları kullanıp memnun olmayanlar vardır mutlaka. Fakat memnun olmadığımızda kullanmayı bırakmaktansa, o ürünleri inadına kullanarak, sahiplerini de memnun olmadığımız özellikleri konusunda uyarsak daha şık olmaz mı? Cidden bir düşünün. Artık birbirimize güvenmenin ve destek olmanın zamanı gelmedi mi?
(Bu yazının bir kısmı 7 Ekim 2012 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)
Usta dim, %100 katiliyorum. Bu teknoloji sirketlerinin en buyuk kabusu!
Bir ornek dikey sosyal medya icin vereyim, http://www.face2kids.com tamamen yerli bir site, uye sayisi >20.000. Ama isimden de anlasilacagi gibi en buyuk endise yerli algisi.
Bu durumu kolay kolay degistirmek de mumkun gorunmuyor.
Sevgi, saygilar veli tan kirtis