Yeşil bilişimde öne çıkan kavramlar: Bulut bilişimi, kiralama, sanallaşma…
Dr. Fuat Alican, adından da anlaşılacağı gibi bir Türk. Kosta Rika’da yaşayan gönüllü bilişim ve turizm elçimiz… Bu ülkenin Merkez Bankası’nda ve Parlamentosu’nda bilişim alanında danışmanlık ve Latina Üniversitesi’nin Sosyal Bilimler Fakültesi’nde hocalık yapıyor… Uzakta olmasına karşın sık sık Türkiye için çalışmayı ihmal etmiyor ve gerek araştırmaları, gerekse kitaplarıyla analizlerini ortaya koymaya devam ediyor.
Onu ilk kez 2006’da Yazılım Sanayicileri Derneği adına hazırladığı “Türkiye Yazılım Stratejisi” adlı araştırma raporu ile tanımıştım. Bilişimle kalkınan ülkelerdeki devlet politikalarından örnekler göstermiş, Türkiye için öneriler sunmuştu. Ardından 2009’da ekonomik krizin yazılım sektörüne etkilerine ve şirketlerin bu dönemde bilişim kullanımı ile alabilecekleri önlemlere ışık tuttuğu “Kriz ve Yazılım” araştırması ile çıktı karşımıza. Son olarak geçtiğimiz aylarda “Türkiye’nin teknoloji konulu ilk öykü kitabı”nı yazdı: Yol. Yolu bilişimle kesişen hemen herkesin içinde kendinden bir şeyler bulabildiği bu kitapta, teknik konulara değinmeksizin, bilişimin insanlığa katkılarını öykü tadında aktarıyor, Alican. Yol’u hala kitabevleri raflarında bulabilir, ele aldığı gerçek bilişim öykülerine tanık olabilirsiniz.
Alican şimdilerde ne yapıyor dersiniz? Hemen hemen her endüstrinin gündeminde gitgide ön sıralara çıkmaya başlayan, sürdürülebilir bir gelecek için doğa ile barış konusunu, yine bilişim penceresinden ele alıyor. Alican’ın bilişim sektörünü çok yakından ilgilendiren “Yeşil Bilişim” adlı raporundan yola çıkarak yaptığımız söyleşiden notlar aktarmak istiyorum:
Yeşil bilişim, bilişim ürün ve hizmetlerinin doğa dostu bir biçimde üretilmesi, kullanılması ya da bu kullanım sonucu faaliyetlerin çevresel olarak sürdürülebilir hale gelmesi. Yeşil bilişim kavramı içinde yazılımın büyük önemi var. Firmaların faaliyetlerinin otomasyonunu ve elektronikleşmesini sağlıyor. E-ortama taşınan iş süreçleriyle kağıt kullanımı azalıyor. E-bordro uygulamasına geçen bir şirketin, yalnızca bordro yazılımı sayesinde yılda 24 bin sayfa tasarruf ettiğini göz önünde bulundurduğumuzda, resmin bütününde ne kadar ağacı kurtardığımızı ve ne kadar enerji tasarrufu elde ettiğimizi daha iyi anlayabiliriz.
Verilerin enerjinin daha ucuz olduğu yerlerde barındırılması da yine yazılımla sağlanabiliyor. Bulut bilişim (cloud computing) kavramı da bu kapsamda giderek önem kazanıyor. Bilişim ürün ve hizmetlerinin aylık bir kira bedeli ödenerek kullanımına imkan veren SaaS gibi uygulamalar, sanallaşma ve telekomünikasyon yatırımları, insanların istedikleri yerden, istedikleri zamanda iş süreçlerini yönlendirmesini sağlıyor. Bu üç kavramın iş dünyasında yaygın kullanılması ile uzaktan çalışma, telekonferans, elektronik ticaret gibi işlemler artıyor; üretim, nakliye ve bilgi alışverişi kolaylaşıyor.
Öte yandan elektronik fatura, elektronik imza ve mobil imzaya karşı ülkemizde ilginin artması, bu konulardaki yasal düzenlemeler, teknik gelişmeler ve uygulamaların da hız kazanması oldukça önemli adımlar. Daha fazla ne yapılabilir sorusuna Alican’ın yanıtı şöyle: Akıllı ulaşım, akıllı binalar, akıllı elektrik şebekeleri, çevre bilgi sistemleri, enerji kullanımı optimizasyonu gibi girişimlerle bilişim ürün ve hizmetlerini doğayla barış adına daha etkin kullanabiliriz. Bilişim ürün ve hizmetlerinin, ekonominin diğer sektörlerinin çevre dostu bir hale dönüşmelerine büyük katkı potansiyeli var. Ayrıca, donanımları daha çevre dostu biçimde üretebilir ve kullanabiliriz. Belki de bilişimi daha bilinçli bir şekilde üretmek ve kullanmak gerekli demek daha doğru olur. Bu konularda bir ülke stratejisinin belirlenmesi de, yeşil bilişim sayesinde ülkenin sürdürülebilir kalkınmasına ve küresel ısınma sorununun çözümüne yapılacak katkıyı artıracaktır. Bireysel çabalar önemli; ancak, bireyler, firmalar, devlet, hepimizin üzerimize düşeni yapmamız ve birlikte hareket etmemiz halinde, küresel sorunun çözümü kolaylaşır.
(Bu yazının bir kısmı 17 Ekim 2010 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)