YouTube, Binali Yıldırım’ı fıtık etti
Acar gazeteci gözüyle bu yazıyı sizlerin okuması için bir başlık ancak böyle atılır. Araştırmacı gazeteci gözüyle başlık atacak olsaydık “Binali Yıldırım’ı YouTube’mu fıtık etti?” dememiz gerekirdi. İşin gazetecilik boyutu bir tarafa, Binali beye geçmiş olsun diyerek konumuza gelelim.
YouTube uzun zamandır kapalı. Artık ne zaman kapatıldığını da unuttuk. Sadece kapatma dediğimizde aklımıza gelen ilk isim olmayı sürdürüyor.
YouTube’un sahibi Google bu kapatma konusunu lehine kullanmaya devam ediyor. Gerçek fanatiklerimi yoksa “duygusal” fanatiklerimi olduğunu bilmediğimiz insanlar, her fırsatta hem Ulaştırma Bakanlığına hem de hükümete veryansın ediyorlar. Oysa bilmiyorlar ki Google’ın Türkiye’deki yetkisiz yetkilileri YouTube konusunu habire Ulaştırma Bakanlığı ile görüşüyor. Bakanlık yetkilileri bu görüşmeleri kamuoyu ile paylaşmak istiyor ama nedense Google’cılar her görüşmeden önce gizlilik sözleşmesi yaparak bunu engelliyorlar. Bana bu durum tuhaf geliyor. Google görüşmelerini neden gizlemek istiyor ki?
Diğer tuhaf gelen durum ise bir ticari şirketi doğrudan bakanlığın muhatap alması. Bu devlet gelenekleri ve teamüller açısından doğru değil. Doğru olan tüm gelişmiş ülkelerdeki gibi bizde de konuyla ilgili bir sivil toplum örgütü veya kurulun bu işe el atıp, ticari şirket ile bakanlığı bir araya getirmesidir. Bu işi yapabilecek sivil toplum örgütü Türkiye Bilişim Derneği (TBD), kurul ise İnternet Üst Kurulu’dur. Fakat gördüğüm kadarıyla Google ile bakanlık arasındaki görüşmelerin doğrudan başlaması, bakanlıktakilerin bir an önce bu işi çözelim demesinden kaynaklanıyor. Her ne olursa olsun bakanlık devlet kurumu olmanın ağırlığı ile davranmalıydı. Bu şekilde davranarak kendine bağlı olan İnternet Üst Kurulunu etkisizleştirmiş olmadı mı?
Google ile bakanlık arasında YouTube için yapılan son görüşmede bakanlık tarafı ciddi adımlar attı. Dedi ki “Biz mahkeme kararıyla kapatılan YouTube’un açılması için kanunlarda gerekli düzenlemeleri yapmaya hazırız. Bunları tartışalım ve bir karar verelim. Sonra da harekete geçelim.” Fakat Google tarafındaki yetkisiz yetkililer “Bizim bir ABD’deki merkeze sormamız gerekiyor.” şeklinde cevap verdiler. Bunun üzerine bakanlık yetkilileri şunları söylediler: “Bir daha ki toplantıya sizin adınıza kim karar veriyorsa o gelsin bu işi bitirelim” dediler. Ben de yakın takibimi sürdüyorum. Kimin geleceğini merakla bekliyorum. Fakat gelecek olan da bakanlığa karşı net olamaz ve “ben bir sorayım” derse, korkarım bakanlığın biten sabrından dolayı YouTube hiç açılamaz hale gelecek.
YouTube’un bu başına gelenler aslında Google gibi büyük bir şirketin çatısı altında olmasından kaynaklanıyor. Google dev yapısının getirdiği doğal bir yavaşlık içinde. Merkezdeki karar vericiler, tüm dünyayı küresel olarak tek bir pazar olarak görseler de yerel olaylarda doğru tepkileri veremiyorlar. Bunun çaresi ise yerel yönetimlerine daha fazla yetki devrinden geçiyor. Fakat her güç sahibi gibi onlarda da güç sahipleri bunu paylaşmaya yanaşmıyorlar. Bu şekilde devam ederlerse hiçkimsenin öngöremediğim bir yerden başlayacak çatlak tüm Google’ı alt üst edecektir.
Diğer taraftan herkese hatırlatmak istediğim bir konu var. Türkiye’de bir siteyi kapatmak isterseniz mahkemye baş vurmanız yeterli. Kapatılan site bir şekilde suçsuz olduğunu ispat ederse hakim verdiği kararı kaldırıyor ve site açılıyor. Fakat siteyi kapattıranlar bu seferde başka bir yerin mahkemesinden tekrardan karar aldırabiliyorlar. Bu süreç böyle kör topal bir şekilde sürüp gidiyor. Bakanlığın uzun süredir üzerinde çalıştığı torba bir kanun paketi var. Ümit ederim tüm bu süreçleri de bu pakette dikkate almışlardır.
Öyle sanıyorum ki her şey yolunda giderse 2011 yılında internette daha yasaksız bir ülkeye geçmiş olacağız. Sabırla bekliyoruz.
(Bu yazının bir kısmı 26 Eylül 2010 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)