Zeytin Dalı Harekatı’nın siber savaş boyutu
Sadece Türkiye’de yaşayan herkesin değil tüm dünyanın bildiği bir gerçek var. 100 yıl önce İngiltere tarafından çizilen ve bizimde içinde yer aldığımız Ortadoğu bölgesindeki haritayı, günümüzün süper gücü kabul edilen ABD yeniden çizmek istiyor. Bu haritayı çizebilmek içinse terör örgütleri ile iş birliği yapmaktan çekinmiyor ve Türkiye gibi NATO’da müttefiki olan bir ülkeyi bile feda etmeye hazır bir görüntü veriyor. Duygusal bir millet olan bizler için bu hareketler hiç şık olmasa da bir gerçeği yüzümüze vuruyor: Uluslararası ilişkilerde duygusallık yoktur. Çıkar birliği vardır.
Bildiğiniz gibi, 20 Ocak 2018 tarihinde başlayan ve 18 Mart 2018 tarihinde Afrin’in teröristlerden temizlenmesiyle nihayete eren Zeytin Dalı Operasyonu; ülkemizin, başta ABD’nin haritaları değiştirmeye yönelik girişimlerine cevap olmak üzere, TSK’nın PKK ve Ortadoğu’daki terör örgütlerine karşı yaptığı ilk operasyon değildi. İlk operasyon 2008 yılındaki “Güneş Harekâtı” idi. İkinci operasyon, 24 Ağustos 2016 başlayan ve 30 Mart 2017’de yani tam 216 gün sonra sona eren “Fırat Kalkanı Harekâtı” idi. ABD’nin Ortadoğu ile ilgili planlarına karşı Güneş Harekâtı ile inisiyatifi ele alan Türkiye, Fırat Kalkanı Harekâtı ile ilk büyük darbeyi vurmuş oldu. Zeytin Dalı Harekâtı ise şu an itibariyle son vurulan darbe gibi görünse de son olmayacağını hepimiz biliyoruz artık.
Zeytin Dalı Harekatı’nın siber dünyada öncekilere nazaran çok daha fazla yansıması ve buna bağlı olarak da siber savaş boyutu oldu. Önce sizlere siber savaş hakkında kısa bilgi vereyim. Siber savaş, önemli bir hasar veya yıkım yaratmak için bir başka ülkenin bilgisayar sistemlerini bozmak amacıyla dijital saldırı kullanılmasıdır. Şunu da unutmamak lazım. Siber savaş halen gelişmekte olan bir kavram, ancak pek çok uzman, muhtemel gelecekteki çatışmaların önemli bir bileşeni olacağın konusunda neredeyse hemfikir. Çünkü, silahlar ve füzeler gibi konvansiyonel savaş araçları kullanan birliklerin yanı sıra bilgisayar korsanlarının da bilgisayar kodunu manipüle ederek gelecekteki savaşların temelini oluşturacakları gün gibi aşikâr.
Siber savaş boyutu tarafındaki gelişmeleri STM’nin (Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş.) hazırladığı 2018 yılının Ocak – Mart dönemini kapsayan siber tehdit raporunda görebiliyoruz. STM’nin Raporuna göre TSK’nın icra ettiği Zeytin Dalı Harekâtı sırasında terör bağlantılı saldırgan grupların uzantıları tarafından İnternet ve sosyal medya üzerinden algıyı değiştirmek üzere yapılan kara propagandaya ilave olarak, kamu kurum ve kuruluşlarına siber saldırılar da gerçekleştirildi.
Terör örgütleri ve sempatizanlarının TSK’nın sınır ötesinde gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtına karşı özellikle uluslararası kamuoyunda algıyı değiştirmek üzere psikolojik harbin en bilinen yöntemi kara propagandaya başvurmaları yanında, artık harbin beşinci boyutu olarak nitelendirilen siber savaş yöntemlerini de kullandıkları tespit edildi. Rapora göre; terör bağlantılı veya motivasyonlu saldırgan gruplar Zeytin Dalı Harekâtının başlamasıyla birlikte #OpTurkey başlığı altında, özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının taşra teşkilatlarına sistematik siber saldırılar düzenledi. Harekâtın tamamlanmasıyla etkisini kaybeden bu saldırılarla, harekât süresince önemli bir güç ve zemin kaybına uğrayan terör örgütlerinin, TSK’nın üstünlüğünü sabote etmeyi, algıyı değiştirmeyi ve kitleleri tahrike sürüklemeyi hedefledikleri değerlendirildi. Ayrıca bu süreçte, siber saldırıları gerçekleştiren gruplara ilave olarak sosyal medyada saldırı sonuçlarının ve propaganda mesajlarının paylaşılmasını sağlayan birçok destekçi aktör tespit edildi.
Unutmayın. Savaşlar artık sadece topla, tüfekle yapılmıyor. Başta BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) olmak üzere konuyla ilgili tüm kamu kurumları üzerlerine düşenleri fazlasıyla yaptılar. Her zaman dediğim gibi; siber dünya var oldukça, siber güvenlikte var olacaktır.
(Bu yazının bir kısmı 6 Mayıs 2018 tarihli Para dergisinde yayınlanmıştır.)